Background. The frequency of subclinical hypothyroidism (SH) in patients with obesity is increased compared with the normal population. However, data on the risk of cardiovascular disease (CVD) in patients with SH are still scarce. Lipid parameters are strong predictors of early CVD. We aimed to investigate the role of lipid indices in predicting CVD risk compared to conventional lipid components.Methods. A total of 220 euthyroid obese children (EU) and 90 obese children with SH were included in the study. All data were collected from hospital files. Lipid indices were evaluated. Atherogenic index of plasma (AIP), cardiac risk ratio (CRR) and atherogenic coefficient (AC) were calculated. AIP>0.24, CRR>5 ve AC>3 were considered as cardiovascular risk criteria.Results. The presence of SH increased the risk of higher AIP and the risk of CRR, compared to euthyroid obese children. Conclusion.Subclinical hypothyroidism in obese children may cause dislipidemia carrying a high cardiovascular disease risk.

Background. Children constitute a special population for off-label drug use (OLDU), yet limited drug-focused data exist regarding pediatric OLDU in clinical practice. This study aimed to investigate pediatric OLDU practice and compare it with pediatric drug utilization patterns of routine prescribing data. Methods. This cross-sectional study examined all approved pediatric OLDU applications, compared with electronic prescription data on national Prescription Information System of Turkish Medicines and Medical Devices Agency in 2015. OLDU applications and prescriptions were analyzed for demographic characteristics, healthcare/socioeconomic indices as well as details of drugs and diagnoses. Results. We found 7,896 OLDU applications and 7,029,512 prescriptions for the pediatric population in 2015. OLDU applications and prescriptions were mostly practiced for `2-11-year-old` children (52.7% vs. 63.4%, respectively; p < 0.01). OLDU applications and prescriptions were detected to have a positive correlation with socio-economic development index (r = 0.45, p < 0.0001 and r: 0.40, p = 0.0002; respectively) and the physician density (r = 0.66, p < 0.0001 and r: 0.43, p < 0.0001; respectively). In addition, OLDU was also positively correlated with the number of hospital beds per province (r = 0.39, p = 0.0003). Antineoplastic/immunomodulating agents were the most commonly applied drug category in OLDU (47.0%), compared with respiratory system drugs (36.6%) in routine prescribing. Eculizumab (6.5%), mycophenolate (5.6%), and canakinumab (4.4%) were the top drugs used as off-label. OLDU applications and routine prescription data revealed the most frequent diagnosis as `I27-other pulmonary heart diseases` (7.4%) and `J06-acute upper respiratory infections` (12.6%), respectively. Conclusions. This is the first nationwide study to show indication- and drug-centered aspects of pediatric OLDU and prescribing practice. Though OLDU applications is overall consistent with routine clinical practice in terms of demographics and institutional capacity, substantial variations exist regarding main drug classes and diseases. Our findings are expected to shed light on interventions focused on improving `indicated` pediatric use of drugs currently applied as off-label.

No abstract

GİRİŞZehirlenme, tüm yaş gruplarını ilgilendiren genel bir sağlık sorunudur. Ancak bu sorunu daha sık yaşamaları, daha duyarlı olmaları, daha fazla zarar görmeleri gibi nedenler, çocukluk çağında karşılaşılan zehirlenmeleri diğer yaş gruplarında karşılaşılan zehirlenmelerden ayrı kılmaktadır (1-3). Pek çok ülkede olduğu gibi diğer yaşlarda-ki kişilere oranla Türkiye'de de çocukluk çağında zehirlenmelerle sık karşılaşılmaktadır. Çocuklar başta kaza ile ilaç alımı olmak üzere, çok çeşitli nedenlere bağlı olarak zehirlenme sorunu Araştırma periyodunda zehirlenmeye bağlı ölüm olgusuna rastlanmadı. Olguların %88'inin ilaçla gerçekleştiği, (en sık parasetamol, %13.8), sinir sitemi ilaçlarının en sık zehirlenme aracı ana-ilaç grubunu oluşturduğu (%52.9) görüldü. Zehirlenmelerin daha çok kaza (%80.0) ve özkıyım girişimi (%18.7) nedeniyle gerçekleştiği saptandı. Cinsiyete göre zehirlenmelerin görülme oranlarının birbirine çok yakın olduğu (kızlarda %50.7) ancak ayrıntılı incelemede toplam özkıyım girişimlerinin erkeklere göre kızlarda çok daha fazla olduğu (%85.7) görüldü. KÇ'lerde erkeklerin, BÇ'lerde ise kızların daha fazla olduğu (p<0.05) ve zehirlenme olayı yaşanmasının ardından KÇ'lerin BÇ'lerden daha erken hastaneye getirildiği saptandı (p<0.05).Çocuklardaki zehirlenmelerde yaş grubuna göre farklılıkların önemli olduğu dikkati çekmek-tedir. Sinir sitemine etki eden ilaçlarla bu denli sık karşılaşılıyor olması, çocukların ve ebeveynlerinin bu konudaki duyarlıklarının artırılmasına yönelik girişimlere olan ihtiyacı göstermektedir.ANAHTAR SÖZCÜKLER: zehirlenme, çocuklar, ilaç, özkıyım, altı yaş. Narin Akıcı 1 , Duygu Bayoğlu 1 , Tamay Gürbüz 1 , Esra Önal 1 , Çağatay Nuhoğlu 1 , Ahmet Akıcı 2 Altı yaş ve altındaki çocuklarda ve altı yaşından büyük çocuklarda karşılaşılan zehirlenmelerin araştırılması DOI: 10.12991/201317390 36 Akıcı ve ark., Marmara Pharm J 17: 35-41, 2013. yaşamaktadır (2-11). Üstelik bu tür olayların yarısından fazlasının 6 yaşından küçük çocuklarda gözleniyor olması, konunun hassasiyetini daha da artırmaktadır (5-13).Zehirlenme sorununun en aza indirilebilmesi için alınabilecek tedbirler, zehirlenmeyi yaşayan bireylerin medikal ve demografik verilerinden yola çıkılarak yapılan bilimsel çalışmaların yol göstericiliğine önemli ölçüde ihtiyaç duyar. Dünya genelinde olduğu gibi son yıllarda Türkiye'de de bu alanda çok sayıda araştırma yapılmaya başlanmıştır (5-16). Pekçok başka faktörün yanı sıra olayın yaşandığı yere ve zamana bağlı önemli ölçüde çeşitlilik gösteren bu soruna ilişkin güncel literatür bilgilerinin ilgili kamuoyu ile paylaşılmasına sürekli ihtiyaç duyulmaktadır.Bu çalışmada İstanbul'daki bir eğitim ve araştırma hastanesinin (EAH) çocuk kliniğinde zehirlenme tanısıyla yatış almış olan altı yaş ve daha küçük çocuklarda (KÇ) ve altı yaşından büyük çocuklardaki (BÇ) gözlenen zehirlenmelerin araştırıl-ması ve çocukların bazı demografik özelliklerine göre karşılaş-tırılması amaçlandı. YÖNTEMKesitsel tipteki bu araştırmada 01 Ocak -31 Aralık 2011 tarihleri arasında Haydarpaşa Numune Eğiti...

Yeni ilaç geliştirme; uzun zaman dilimi, yüksek miktarda maliyet ve çok sayıda yetişmiş insan gücü gerektiren bir süreçtir. 1,2 İlaç adayı bu süreçte kalitesi, etkililiği ve güvenliliği açısından pek çok konuda araştırmaya tabi tutulur ancak ilacın kullanılabileceği olası her türlü endikasyona ve yaş grubuna araştırma sürecinde tümüyle yer verilemez. İlaç firmaları maliyetin artması ve sürenin uzaması gibi riskleri asgariye indirmek için, ruhsatlandırılacak ilaç ile ilgili araştırmaları daha standart özellikteki kişiler/hastalar

No abstract

Background/aim Pediatric patients, especially those with rare diseases, represent a population that has a high tendency towards off-label drug use (OLDU) and needs a more careful practice of pharmacotherapy than in adults. We aimed to investigate biotechnological drug use in children with rare diseases requiring OLDU. Materials and methods This retrospective study examined all single-diagnosed OLDU applications (n = 5792) for 4992 children (<18-year) in Turkey. Applications of rare diseases were selected, and their descriptive characteristics were examined, including demographic features of patients, biotechnological drug utilization status, and disease categories. The off-label statuses of the drugs at the end of 2020 were also examined. Results In total, 77.7% (n = 4501) of OLDU applications were made for rare diseases. Biotechnological drug use was higher in rare disease applications than in nonrare diseases (37.9% vs. 19.2%, respectively; p < 0.0001). Canakinumab was the top applied biotechnological drug (73.2%). Compared to that in small-molecule drugs, the mean age of patients was higher in biotechnological drug-containing applications (8.1 ± 5.3 vs. 9.7 ± 4.9, respectively; p < 0.0001). Biotechnological drug use was higher in nonneoplastic rare diseases (40.3%) than in neoplastic rare diseases (26.4%), (p < 0.0001). At the end of 2020, the approval status of the off-label indications covered in 2016 was significantly higher for rare (24.4%) vs. nonrare (5.2%, p < 0.0001) diseases and for biotechnological (32.3%) vs. small-molecule (13.9%, p < 0.0001) drugs. In total, 87.7% of the drugs would have to be still used in the off-label setting at the end of 2020. Conclusion It was seen that more than three-quarters of the pediatric OLDU applications are for rare diseases, and the need for biotechnological OLDU in this group is almost 2-fold of small-molecule drug use. While further projected findings imply a higher approval tendency for rare diseases and biotechnological drugs, there seems to be more room for improvement for pediatric drug use.

No abstract