The aim of this study is to evaluate the effectiveness of in-office bleaching in esthetic dentistry on the roughness and color stability of the enamel surface, using different concentrations of hydrogen peroxide (HP). Fifty human incisors were randomly divided into 5 groups (n = 10). No bleaching was performed in the control group. For these groups, concentrations of 40% HP with fluoride (F), 35% HP with calcium (Ca), 25% HP with nano-hydroxyapatite (nHA) and 18% HP with nHA were used for bleaching in the test groups. Surface roughness was assessed at baseline after bleaching occurred. Color measurements were first obtained at baseline, then after the first and second sessions of bleaching, and, finally, after the staining protocol. Scanning electron microscopy and atomic force microscopy were performed. Statistical analysis was conducted with a one-way ANOVA, followed by a post hoc Tukey’s test and a paired-samples t-test (p < 0.05). All the bleaching gels used exhibited a similar color change (p > 0.05). Bleaching gels containing 18% HP with nHA and that containing 35% HP with Ca caused less surface roughness of the enamel. Of these concentrations, 25% HP with nHA caused the most surface roughness and no significant difference was observed, compared with 40% HP with F. The highest coloration after bleaching was observed in 40% HP with F and 25% HP with nHA. The lowest coloration was obtained in 35% HP with Ca and 18% HP with nHA but no significant difference was observed between them and the control group. A concentration above 18% HP does not increase the bleaching effectiveness. The results show that 18% HP with nHA and 35% HP with Ca resulted in the least increase in enamel surface roughness when compared to high-concentrate HP; however, it also prevented recoloration after bleaching.

Diş ağartma tedavileri estetik diş hekimliğinde sıklıkla tercih edilen tedavi yöntemlerinden biridir. Bu tedavilerde hidrojen peroksit ve karbamid peroksit gibi oksitleyici ajanlar kullanılmaktadır. Bu ajanlar farklı konsantrasyonda, farklı viskozitelerde ve farklı yöntemlerle uygulanabilmektedir. Bu yöntemler arasında diş hekimi tarafından muayenehanede uygulanan ofis tipi ağartma tekniği ve hastaların evlerinde uygulayabildiği ev tipi ağartma tekniği bulunmaktadır. Ofis tipi ağartma tekniğinde ağartıcı ajan olarak genellikle farklı konsantrasyonlarda hidrojen peroksit kullanılmakta, ev tipi ağartma tekniğinde ise farklı konsantrasyonlarda karbamid peroksit kullanılabilmektedir. Ev tipi ağartma tekniğinde birçok farklı ağartma ajanı kullanılabilmektedir. Bunların arasında ağartıcı diş macunları, ağartıcı jeller ve stripler (bantlar) bulunmaktadır. Ağartma tedavisi vital ve devital dişlere uygulanabilmektedir. Ağartma tedavisinin etkinliğinin artırılması amacıyla ışık ve lazer uygulaması gibi çeşitli teknikler de kullanılabilmektedir. Ağartma tedavisinin tamamlanmasının ardından etkinliğinin devam edebilmesi amacıyla hastaya renklendirici içecekleri tüketirken pipet kullanması, renklendirici yiyecek ve içeceklerin tüketiminin ardından ağızlarını çalkalamaları ve fırçalamaları tavsiye edilmektedir. Bu tavsiyelere ek olarak ağartma tedavisinin belirli periyotlarla tekrar edilmesi de gerekebilmektedir. Ağartma ajanları diş dokularında bazı değişikliklere yol açabilmekte ve bazı riskler yaratabilmektedir. Diş dokularında hassasiyete neden olması en önemli risklerdendir. Bunun yanı sıra diş eti irritasyonlarına, pulpa hasarına ve kök rezorpsiyonlarına neden olabilmektedir. Bu derlemenin amacı diş ağartma tedavilerinin ve bu tedavilerde kullanılan güncel uygulamaların gözden geçirilmesidir.

AMAÇ: Bu anket çalışmasının amacı Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde eğitim gören 4. ve 5. sınıf öğrencilerinin pandemi dönemindeki mesleki deneyimleriyle ve mezuniyetlerinden sonraki planlarıyla ilgili geribildirimlerinin değerlendirilmesidir. GEREÇ VE YÖNTEMLER: Çalışmanın örneklemi çalışmaya katılmaya gönüllü, COVİD-19 pandemi döneminde diş hekimliği klinik staj eğitimine belli düzenlemelerle devam eden 4. ve 5. sınıfta eğitim gören 220 lisans öğrencisinden oluşmaktadır. Anket sorularında klinik staj eğitimi ile ilgili öğrencilerin görüşleri ve pandemi sürecinin; öğrencilerin klinik staj eğitimi sırasındaki hasta bakma deneyimlerine ve mezuniyet sonrasındaki planlarına etkileri değerlendirilmiştir. İstatistiksel analiz için Ki-Kare testi ve Fisher Freeman Halton Exact Ki-kare testi kullanılmıştır. BULGULAR: Öğrencilerin % 59.1’i pandemi döneminde uygun şartlar sağlandığında hasta bakma imkanı verildiği için memnun olduğunu belirtmiştir. Öğrencilerin % 55.5’i klinik staj eğitimi sırasında daha fazla sayıda hasta bakmak istediğini, % 55.5’i pandemi sürecinin; mezuniyetlerinden sonraki planlarında değişime sebep olduğunu ve % 60.5’i ise mezuniyetten sonra uzmanlık yapmak istediğini belirtmiştir. SONUÇ: Veriler, diş hekimliği 4. ve 5. sınıf öğrencilerinin büyük çoğunluğunun klinik staj eğitimi sırasında fazla sayıda hasta bakılmasının eğitimleri açısından iyi olacağını düşündüklerini ve mezuniyetlerinden sonra uzmanlık eğitimi almak istediklerini göstermektedir. Bu veriler ışığında pandemi gibi olağanüstü durumlarda diş hekimliği gibi pratik eğitimin çok önemli olduğu bir meslek dalında eğitimin etkilenmemesi adına bazı düzenlemelerin yapılması düşünülebilir.

No abstract

OBJECTIVE: The aim of this survey study is to evaluate the feedback of students in Gazi University Faculty of Dentistry about online education in the 2020-2021 academic year due to the pandemic and the hybrid education in the 2021-2022 academic year. MATERIAL-METHOD: The sample of the study consists of 508 undergraduate students who continue their dentistry education on a web-based basis during the COVID-19 pandemic period. A survey consisting of 14 questions, consisting of six parts. Chi-square test and Fisher Freeman Halton Exact Chi-square test were used for statistical analysis. RESULTS: It was determined that 31.5% of the students participated in the survey could not focus on the online theoretical lessons because of less communication than face-to-face lessons. It was determined that the majority (83.78%) of the 2nd and 3rd grade students who received preclinical education preferred face to face education. CONCLUSION: In this survey study, the effect of online education and hybrid education were evaluated by students. Face to face education is very effective than other education models.

Geçmişten günümüze birçok restoratif materyal diş hekimliğinde çeşitli yöntemlerle geliştirilerek kullanılır hale gelmiştir. Bu materyallerden cam iyonomerler son dönemlerde geliştirilen yöntemlerle klinik kullanımda artan bir yer bulmaktadır. Cam iyonomerlerdeki flor salınımı ve yeniden flor yüklenebilme özelliği ile diş dokularına şelasyon yapması başlıca özellikleri arasında yer almaktadır. Daha önceleri sadece kaide materyali olarak kullanılan cam iyonomerler; içeriğinde yapılan modifikasyonlarla restoratif materyal olarak da kullanıma sunulmuş, amalgam ve kompozitlerle benzer endikasyonlarda kullanılabilir hale gelmiştir. Materyale ısı, ultrasonik aktivasyon, lazer uygulanarak ve materyalin yapısına çeşitli partiküller eklenerek, cam iyonomerlerin fiziksel özelliklerine geliştirilmeye çalışılmıştır. Bunun yanı sıra farklı ajanlar eklenerek antibakteriyel özelliklerinin arttırılması amaçlanmıştır.

No abstract