ALİYA DÜŞÜNCESİNDE ÜÇÜNCÜ YOLUN İMKÂNI OLARAK İSLÂM THE POSSIBILITY OF THIRD ROAD AS ISLAM IN ALIJA THOUGHT Mahsum AYTEPE * Öz İnsanın düşünen bir varlık olması, insanın tarihini bir düşünce tarihi olarak görmemize imkân vermektedir. Her bir insanın farklı olması da düşünsel farklılıkların zeminini oluşturmaktadır. Bu çerçevede bugüne kadar insana ait sayısız fikri teşebbüsler olmuş, düşünce tarihi de bunların temel ve kayıt altına alınabilen türlerini bizlere aktarmıştır. İnsan, Tanrı ve doğayla ilgili görüş beyan eden düşünce ve inançların, sentezden indirgemeciliğe varan değerlendirmeleri, olumlu ve olumsuz anlamda neredeyse bütün uç noktalara kadar yayılmıştır. Aliya İzzetbegoviç, çeşitliliği insan teki oranında geniş olsa da bütün fikirleri, doktrinleri veya inançları üç grupta toplamanın mümkün olduğunu düşünmektedir. Dini, materyalist ve İslami olarak tasnif ettiği dünya görüşlerine ilişkin yaptığı derin çözümlemeler, siyasi kimliği kadar, entelektüel ve felsefi birikimiyle de dikkat çekmesine sebep olmuştur. Bu çalışma, düalist bir yapıya sahip olan insan ve hayatın temel niteliklerinden birine ağırlık veren düşünce ve inançlara karşıt olarak, sunduğu öneriler ve dayandığı hükümlerle Aliya'nın İslam'ın,üçüncü ve en makul yol olduğuna ilişkin tezini tahlil edecektir.
İnsan, âlemlerin Rabbi olan Allah tarafından yaratılmış ve teklife muhatap tutulmuştur. Teklif, insan için sorumluluk olduğu kadar bir imkândır. Teklifi imkâna dönüştüren şey, Allah'ın yardım ve inayetine konu olmasıdır. Mu'tezile Allah'ın yardımını lütuf kavramı ile izah eder. Lütuf, insanın mükellef olduğu sürece, ilahi yardıma mazhar olduğunu ifade eder. İnsan bir taraftan lütuf olarak gerçekleşen bir yardımla teklife muhatap olmakta, diğer taraftan özgürlüğünü koruyabilmektedir. Burada temel problem, insanın özgürlüğünü tartışmasız kabul eden Mu'tezilenin bu yardımı nasıl izah edeceğidir. Zira Mu'tezile hiçbir surette insanın irade ve ihtiyarının zedelenmesini kabul etmez. Bu çalışma, lütuf teorisi bağlamında Allah ile insan arasında gerçekleşen ilişkiye değinmekte, yardım ve özgürlük paradoksuna Mu'tezilenin nasıl bir açıklama getirdiğini ele almaktadır.
Mutakallimun have carried out important functions particularly during the period of expansion when they faced with different cultures and religions and they have never fallen within a simple form of religious defense. In fact, they have contributed a new horizon to the Islamic thought by putting forward new theories and establishing new issues. However, their primary concern has been introducing Islam to non-muslim quarters. This study aims to demonstrate how Qadi Abuljabbar handled a theological problem according to environmental factors. The Qadi tackles the problem of suffering with rational justification, dispelling the worries of non-muslims.
Özİslam tarihinde meydana gelen olaylar, bugüne kadar varlıklarını sürdüren itikadî fırkaların teşekkül etmesine doğrudan sebep teşkil etmiştir. Siyasi, toplumsal ve kültürel şartların etkili olduğu olayların sonunda ortaya çıkan bu fırkalar, çoğunlukla kendilerini var eden koşullara dini bir anlam yükleyerek inanç ve ilkelerini izah etmeye çalışmışlardır. Böyle bir çabanın tipik bir örneği olarak görülebilecek Şia'nın imamet doktrini, bugüne kadar pek çok ilmi tartışmanın gerçekleşmesine zemin oluşturmuştur. Bu çalışmada, imameti imanın temel rükünlerinden biri olarak kabul eden Şia'nın bunun için getirdiği deliller kritik edilecektir. Bu çerçevede imametin vucubiyeti tartışmaları, daha ziyade Kadı Abdülcebbar'ın itirazları ve öğrencisi Şerif Murtaza'nın ispatlama çabaları bağlamında ele alınacaktır.Anahtar Kelimler: İmamet; Vucubiyet; Mu'tezile; İsmet; Nübüvvet. DISCUSSION ON THE NECESSITY OF IMAMATE: AL-QADI ABD AL-JABBAR AND AL-SHARİF AL-MURTADA AbstractEvents which are occurred in the Islamic history caused directly the emergence of religious sects which maintained their presence until now. These sects, who are emerged after some political and social circumstances, explain their belief and principles by attributing a religious meaning to these circumstances. Shia's doctrine on Imamate, which is a typical example of such an effort, so far has led many important scientific debates to happen in terms of the history of Islamic thought. In this study, we will discuss evidences of Shia that they bring to demonstrate Imamate which they take as a component of belief. In this context, the discussions on the idea that imamate is an essential principle, will be discussed in terms of Al-Qadi Abd Al-Jabbar criticisms and Al-Sharif Al-Murtada efforts to prove Imamate.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
hi@scite.ai
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.