No abstract

GirişP eribulber blok, oftalmik cerrahide anestezi ve akinezi sağlamak için kullanılan rejyonal anestezi tekniklerinden biridir. Kas konusu dışına (ekstrakonal) verilen lokal anestezik ile optik sinir hasarından kaçınılmaktadır. Bundan dolayı daha fazla anestezik ajan gerektirir. Peribulber blok, birden fazla enjeksiyona gereksinim duyulması ve fazla miktarda lokal anestezik ajan verilmesi gibi dezavantajları olmasına rağmen oftalmik cerrahi öncesinde komplikasyonların azlığı nedeniyle sıklıkla tercih edilir (1). Oftalmik cerrahi geçirecek hastalarda peribulber anestezi altında major komplikasyonların oranı %0,006 olarak bildirilmiştir (2). Teorik olarak peribulber bloğun daha güvenli ve kolay olduğu düşünülmesine rağmen literatürde peribulber blok sonrası beyinsapı anestezisi gelişen vakalar bildirilmiştir (3, 4). Olgumuzda katarakt ameliyatı öncesi yapılan peribulber bloğa bağlı muhtemel beyin sapı anestezisi nedeniyle gelişen solunum depresyonu sunulmaktadır. Olgu SunumuSağ göz için elektif katarakt cerrahisi planlanan 68 yaşındaki bayan hastanın bu raporun yayınlanması için bilgilendirilmiş yazılı onamı alındı. Yaklaşık onbeş yıldır esansiyel hipertansiyonu mevcuttu ve tedavide indapamid ve triamteren kullanmaktaydı. Hipertansiyon dışında herhangi bir sistemik hastalığı olmayan hastanın laboratuar değerlerinde özellik yoktu. Preoperatif risk skoru Amerikan Anesteziyologlar Derneği (ASA: American Society of Anesthesiologists) ASA II'idi. Bir yıl önce diğer gözden peribulber blok ile katarakt cerrahisi geçiren hasta sorunsuz taburcu edilmişti. Hasta monitorize edildi (kalp hızı, elektrokardiyografi, noninvaziv kan basıncı ve oksijen satürasyonu) ve damar yolu açıldı. Katarakt cerrahisi öncesi anestezi sağlamak amacıyla 6 mL %2 lidokain hidroklorid (Jetokain ampul; Adeka İlaç San., Samsun, Türkiye) kullanılarak alt kapakta inferotemporal alt orbital kenardan lateral kantus ve lateral limbusun ortasından 25 gauge ve 25 mm uzunluğun-da iğne ile Göz Hastalıkları uzmanı tarafından peribulber blok yapıldı.Peribulbar block is used to obtain anaesthesia and akinesia of the eye by injecting a local anaesthetic around the musclecone. A patient scheduled for cataract surgery received peribulbar block with 6 mL of 2% lidocaine hydrochloride. Following the injection, confusion, hypotension and dilatation of the contralateral pupil rapidly progressed to loss of consciousness and respiratory arrest. The patient was intubated and mechanically ventilated for 30 min. The patient regained her consciousness, was extubated and transferred to the intensive care unit for further follow-up. Although brainstem anaesthesia because of peribulbar block is very rare, this procedure should be performed with complete monitorisation and resuscitation equipment. Keywords: Peribulbar anaesthesia, brainstem anaesthesia, respiratory arrest, patient monitarisation Peribulber blok ile kas konusu dışına lokal anestezik madde verilerek gözde anestezi ve akinezi sağlanmaktadır. Katarakt cerrahisi planlanan bir hastada peribulber alana 6 mL %2 lidokai...

Study DesignRetrospective.PurposeThis study investigated the possible association of persistent low back pain (LBP) with caesarean section (CS) under spinal anesthesia.Overview of LiteratureMany women suffer from LBP after CS, which is commonly performed under spinal anesthesia. However, this type of LBP is poorly understood, and there is poor consensus regarding increased risk after spinal anesthesia.MethodsWe examined two groups of patients who underwent cesarean delivery under spinal anesthesia. Group I included patients who presented to a neurosurgical clinic complaining of LBP for at least 6 months. Group II was a control group with patients without LBP. We analyzed clinical and sagittal angle parameters, including age, body mass index, parity, central sagittal angle of the sacrum (CSAS), and sacral slope (SS).ResultsFifty-three patients participated in this study: 23 (43.1%) in Group I and 30 (56.9%) in Group II. Non-parametric Mann–Whitney U-tests showed that age, parity, and CSAS significantly differed between the two groups at 6 months.ConclusionsAge, parity, and CSAS appear to be associated with increased risk for LBP after CS under spinal anesthesia. Future prospective studies on this subject may help validate our results.

V o l u m e 4 8 • I s s u e 1 • F e b r u a r y 2 0 2 0 V o l u m e 4 8 • I s s u e 1 • F e b r u a r y 2 0 2 0

No abstract

No abstract

No abstract

Amaç Bu çalışmanın amacı; akut solunum sıkıntısı sendromu (ARDS) gelişen hastalarda kullanılan omega-3'ün hemodinamik ve biyokimyasal parametrelere etkisini incelemektir. Yöntem ve GereçlerÇalışmada, bir eğitim ve araştırma hastanesinin anesteziyoloji ve reanimasyon yoğun bakım ile cerrahi yoğun yakım ünitelerinde Ocak 2017-Ocak 2020 tarihleri arasında takip edilen 18 yaşından büyük, omega-3 desteği alan ARDS hastalarının kayıtları retrospektif olarak incelendi.Bulgular Hastaların medyan GKS skoru 9,61±4,36 ve medyan APACHE II skoru 20,86±9,22 olarak bulundu. Hastaların omega-3 aldıktan sonraki lökosit değeri (9,69±4,84), almadan önceki lökosit değerine (12,62±7,01) göre istatistiksel olarak anlamlı düşüktü (p=0,000). Benzer şekilde hastaların omega-3 aldıktan sonraki CRP düzeyi (33,10±48,15), almadan önceki CRP düzeyine (63,08±89,29) göre istatistiksel olarak anlamlı düşüktü (p=0,001). Omega-3 aldıktan sonra hastaların prealbumin değeri (26,83±5,04), almadan önceki değere (25,40±4,12) göre istatistiksel olarak anlamlı yüksekti (p=0,014). Ancak omega-3 kullanımının hastaların hemoglobin değerinde istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık oluşturmadığı belirlendi (p=0,542).Sonuç ARDS gelişen hastalarda omega-3 kullanımı bazı hemodinamik ve biyokimyasal parametrelerde iyileşme ile ilişkilendirilebilir. Çalışma bulgularını desteklemek adına daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Anahtar KelimelerAkut solunum sıkıntısı sendromu; beslenme desteği; omega-3; retrospektif çalışma.