Дане дослідження присвячене вивченню вразливостей і заходів інформаційної безпеки в Industry 4.0. Пропонується план безпеки, який пропорційний організаційним структурам ідентифікації протоколів кібербезпеки для Industry 4.0. Завдяки запропонованому підходу може бути забезпечена безпека інформації, а цінна інформація захищена від атак. ключові слова: Четверта промислова революція (Industry 4.0), інформаційна безпека, безпека кібер-системи, управління ризиками.

This study was conducted to determine primary and secondary teachers' views of the concept of "metaverse". In line with the aim of the study, a questionnaire consisting of closed and open-ended questions about the metaverse platform and its applications in the field of education was applied to 122 teachers. The results showed that approximately 65% of the teachers stated that they knew the concept of the metaverse and its applications. In addition, approximately 55% of the teachers stated that they first heard about the metaverse concept from social media, and 45% stated that they were most aware of metaverse applications in the field of play. Most teachers (69.7%) answered no about the benefits of the metaverse platform in education. Approximately 95% of the teachers stated that they wanted seminars and workshops on metaverse applications in education and wanted these studies to be mostly aimed at introducing the metaverse platform and its applications in the educational environment. Based on the study results, introductory pre-service and in-service studies can be conducted for teachers regarding the metaverse and its applications in the field of education and its possible benefits.

Günümüzde birçok alanda özellikle eğitim alanında kullanılan artırılmış gerçeklik teknolojisi öğrenme ortamlarının zenginleştirilmesine katkı sağlaması ile etkili ve kalıcı öğrenmelerin gerçekleştirilmesine yardımcı olmaktadır. Bu kazanımlarından ötürü artırılmış gerçeklik, eğitim ve öğretim alanında yapılan lisansüstü tez çalışmalarında yaygın olarak araştırılan bir konu haline gelmiştir. Bu araştırmada Türkiye' de eğitim ve öğretim alanında, artırılmış gerçeklik konulu tezlerin araştırma eğilimleri belirlenmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda 63 lisansüstü tezi, içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Amaçlı örnekleme yöntemi ile seçilen tezler, makale sınıflama formu ile kayıt altına alınmış olup, betimsel analiz tekniği ile bulgular ortaya konulmuştur. Elde edilen sonuçlara göre; artırılmış gerçeklik teknolojisinin eğitime entegrasyonunun kolay ve etkili olması sebebiyle araştırmacılar tarafından daha çok tercih edilebildiği, teknoloji ile iç içe olmasından ötürü Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi anabilim dalında artırılmış gerçeklik konulu tezlerin daha çok hazırlandığı ve müfredata uygun ve etkili olmasından ötürü en fazla ilkokul ve ortaokul kademeleri kapsamında araştırmaların gerçekleştiği gibi eğilim durumları tespit edilebilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre nitel araştırma sayısının artırılması gerektiği, öğrenmenin gerçekleştiği çeşitli kademelerde ve artırılmış gerçekliğin entegrasyonunun sağlandığı farklı branşlardaki araştırmalarının sayısının artırılmasının alana önemli katkılar sağlayacağı düşünülmektedir.

Programlama becerilerinin güvenlik, eğitim, sağlık, iletişim, üretim, finans gibi farklı alanlarda kullanılabilir olmasıyla küçük yaşlarda eğitim süreçlerinde kodlama ve programlama becerilerine yönelik araştırmalar önemli hale gelmiştir. Bu çalışmada eğitimde robotik uygulamalar araştırma konusu olarak seçilmiştir. Çalışma kapsamında eğitimde robotiğin kullanımı, ortaya çıkışı, tarihi ve güncel durumu hakkında bilgi verildikten sonra, 2015 ile 2020 yılları arasında Dergipark, ERIC ve ScienceDirect veritabanlarında yayınlanan 204 makale incelenmiştir. Makaleler örneklem düzeyleri, örneklem büyüklükleri, araştırmaların yapıldığı alanlar, tercih edilen araştırma yöntemleri gibi farklı başlıklarda derinlemesine analiz edilmiştir. Yapılan analizler sonucunda araştırmaların daha çok ilkokul ve ortaokul kademelerinde yoğunlaştığı, örneklem büyüklüğü olarak 11-30 arası katılımcının daha fazla tercih edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmalarda yöntem olarak daha çok nitel araştırma yöntemlerinin kullanıldığı görülmüştür. Araştırmalarda tutum ve görüş değişkenlerinin sıklıkla incelendiği tespit edilmiştir. Çalışma sonucunda okul öncesi ve lise kademelerinde yapılacak araştırmaların artırılması, araştırmalarda dil öğrenimi ile ilgili çalışmaların yapılması önerilmektedir.

To explore the acceptability, consistency, and accuracy of eliciting health states utilities in the Simplified-Chinese version of SF-6D V2, by using DCE and DCE with survival-duration (DCE TTO ), as compared to classical TTO approach. Methods: A representative sample of general population in Tianjin, China, was recruited through cross-sectional face-to-face interviews. All respondents completed 8 TTO-tasks, and were randomly allocated to complete either 10 DCE-or 10 DCE TTO -tasks, with the order of TTO and DCE/DCE TTO been randomized. TTO data was estimated using fixedeffect OLS model. DCE and DCE TTO data were estimated using conditional logit models, with latent utilities anchored using mapping method for DCE, and using "survival-duration" coefficient for DCE TTO . Acceptability was assessed by completion rates and self-assessed difficulties on understanding/answering. Consistency was observed by the monotonicity of model coefficients. The accuracy of two DCE approaches was evaluated by investigating differences between predicted state values and observed TTO state values using intraclass correlation coefficient (ICC), mean absolute difference (MAD) and root mean squared difference (RMSD). Results: A total of 503 respondents (53.7% males; mean age 45.4 years, range from 18-86 years) participated in this study, with comparable demographic-characteristics between DCE-group (N=252) and DCE TTO -group (N=251). The completion rates were 91.6% for TTO, 94.4% for DCE, and 95.4% for DCE TTO , respectively, while no significant difference was observed in self-assessed difficulties among three methods. The estimated coefficients for each attribute were monotonic for TTO; however, non-monotonicity was observed in two attributes for two DCE approaches. Comparing with observed TTO values, DCE (ICC=0.872; MAD=0.1339; RMSD=0.1710) and DCE TTO (ICC=0.873; MAD=0.1620; RMSD=0.2154) were less accurate as compared to TTO (ICC=0.938; MAD=0.1003; RMSD=0.1311). Conclusions: Both two DCE approaches performed higher completion rates; however, their prediction were less accurate relative to TTO approach when comparing to the observed TTO values. The issue of non-monotonicity of coefficients from two DCE approaches remains a concern.

No abstract

The rapid spread of the Internet worldwide has created new opportunities in trade. Electronic commerce is different from the traditional trade which provides consumers access to many products as online and irrespective of time and location. However, some consumers don't prefer electronic commerce and persist to prefer tradional trade. This study has been conducted with the aim of searching online shopping tendencies of college students. For this purpose, a conceptual framework has been created by firstly searching the domestic and foreign literature related to the subject. The study group of research consist of 403 students who studiying in Babaeski Vocational School. To collect the data, a 21-item questionnaire form developed by the researchers was used and an on-site survey method was applied. The data obtained after the questionnaire were subjected to statistical analysis and the results were interpreted. As a result of the analysis of the data; It has been observed that students prefer electronic commerce especially because it is economical. It has been seen that students mostly prefer the textile industry in electronic commerce and generally use a well-known ecommerce site. There were significant differences between the online shopping behaviours of students and the demographic factors.

Web sitelerinin internet ziyaretçileri tarafındaki yansıması ile oluşan web sitesi istatistiklerinin bu sektördeki önemi artmaktadır. Web istatistikleri, web sunucuları tarafında tutulabilen kayıtlardır ve web sitelerinin popülaritesini kıyaslamada net ve doğru bir bilgi sunmaktadırlar. Oluşan bu değerler bütününün ağ trafiğinde anlamlandırılabilmesi için sınıflandırma veya kümeleme işlemlerine tabi tutulması gerekmektedir. Bu bağlamda, Türkiye'de yaygın olarak tıklanan web sitelerinin istatistiksel verileri kullanılarak, makine öğrenmesi algoritmaları ile analizi bu çalışmanın amacı olmuştur. Elde edilen gerçek veriler üzerinde makine öğrenmesinin nasıl gerçekleştiği ve veriler arasında web site trafiğindeki en belirleyici parametreler tespit edilmiştir. Bu tespitler, gözetimli ve gözetimsiz öğrenme algoritmaları ile gerçekleştirilmiştir. Eğitim, test ve çapraz doğrulama gibi farklı seçeneklerle ayrıntılı olarak incelenen bu algoritmaların birbirine göre başarı ve performans kıyaslaması yapılarak web siteleri parametre analizleri araştırılmıştır.