Peyzajın görsel estetik kalitesi, günümüz koşullarında korunmaya değer bir kaynak olarak görülmektedir. İnsan ve çevre ilişkisinden oluşan peyzaj insanların algısı ile ifade edilir. Ancak bu sadece görsel algıdan ya da çevremizi nasıl gördüğümüzden ibaret değildir; ayrıca duyduğumuz, kokusunu aldığımız, çevrenin bize hissettirdikleri, bize çağrıştırdığı duygular ve anılar da peyzaj algısını oluştururlar. Çoğunlukla peyzaj algısı ile çevre tercihleri arasındaki ilişkiye odaklanan görsel kalite analizi çalışmalarında, belli bir değerlendirme standardı bulunmamaktadır. Bu nedenle, görsel kaliteyi belirlemeye yönelik daha önce yapılmış çalışmalarda birbirinden farklı analiz ve değerlendirme yöntemlerinin kullanılmış olduğu belirlenmiştir. İnsan zihninde algının gelişim sürecinde, görsel deneyimlerin baskın olması nedeniyle, kalitesi ölçümlenmek istenen alanların fotoğrafları üzerinden çeşitli değerlendirme yöntemleri geliştirilmiştir. Yapılan çalışmaların bir bölümü, kullanıcıların demografik özellikleri ve çevre tercihleri arasındaki ilişki üzerine yoğunlaşırken; bazı çalışmalarda ise yalnızca peyzaj karakter alanları ve görsel kaliteyi etkileyen estetik kuramlar arasındaki ilişki incelenmiştir. Her iki yöntemin birlikte kullanıldığı çalışmalarda ise peyzajın potansiyel kalitesi; algıyı etkileyen parametreler ve estetik kuramları ele almanın yanı sıra, kullanıcıların bakış açısı da bütünleştirilerek ele alınmıştır. Bu derlemede, peyzajın görsel kalitesini etkileyen parametreler, çevre tercihlerinin şekillenmesinde etkili olan unsurlar ve görsel kalite değerlendirmesinde kullanılan yöntemler karşılaştırılmış ve ileriye yönelik planlama ve tasarım çalışmaları için önerilere yer verilmiştir.
Ekosistemin büyük ve en önemli parçalarından biri olan beşerî ve doğal birçok tehditle karşı karşıya kalan sulak alanların sürekli izlenmesi, etkin ve sürdürülebilir yönetim kararlarının alınması, sulak alanların korunması açısından oldukça önemlidir. Günümüzde maliyet ve zaman etkin çözümler sunarak sürekli ve kontrollü alansal değişim izleme çalışmaları Uzaktan Algılama yöntemleri ile yaygınlaşmıştır. Bu çalışmada uluslararası öneme sahip sulak alanlardan biri olan Burdur il sınırları içinde yer alan Karataş Gölü’nün 2020, 2021 ve 2022 yıllarında göl yüzeyi ve göl çevresindeki değişimleri Landsat 8 OLI/TIRS uydu görüntüleri kullanılarak izlenmiştir. Uydu görüntülerinden üretilen NDWI (Normalize Fark Su İndisi) ve MNDWI (Değiştirilmiş Normalize Fark Su İndisi) algoritmaları ile gölün yüzey alanı ve sınırı belirlenmiş; NDVI (Normalize Fark Bitki Örtüsü İndeksi) ve SAVI (Toprak Ayarlı Bitki İndeksi) analizleri ile ise Karataş Gölü çevresindeki bitki örtüsü yoğunluğu saptanmıştır. İndis sonuçlarına göre su kütlelerinin alansal sınırının belirlenmesi ve yüzey alanların değişiminde NDWI ve MNDWI arasında kayda değer bir farklılık göze çarpmamıştır. Göl çevresindeki bitki örtüsü yoğunluğu değişiminde ise 2022 yılı NDVI ve SAVI değerleri dışında her iki indis değerlerinin de aynı yıllar içinde birbirine yakın sonuçlar verdiği ortaya konulmuştur. Birbirini takip eden üç yıllık kısa bir süre içinde yangın, sel ya da kuraklık gibi doğal ve/veya beşerî herhangi bir ekstremin bulunmadığı çalışma alanında her iki indisin de benzer sonuçlar vermesi kaçınılmazdır. Kurumaya yüz tutmuş göl sınırlarının belirlenmesi ve su yüzey alanındaki değişimin tespiti için üç yıllık dönem içinde su yüzey alanı tahmininde 2020 ve 2021 yıllarında MNDWI değerleri NDWI değerlerinden daha yüksek iken, 2022 yılında bu durum tam tersidir.
Erozyon, günümüzde ülkemizin maruz kaldığı en önemli çevresel risklerden birisidir. Bulunduğumuz coğrafyadaki topografik çeşitlilik, toprak çeşitliliği, yağış rejimindeki değişiklikler, çeşitli erozyon risk derecelerinin oluşmasına neden olmaktadır. Bu çalışmada, ülkemizdeki birkaç kapalı havzadan birisi olan Van Gölü Havzası içerisinde yer alan Bendimahi alt havzasındaki erozyon riski, iki farklı risk değerlendirme yöntemi kullanılarak belirlenmiş ve yöntemlerin birbirleriyle karşılaştırılması amaçlanmıştır. Bu kapsamda, erozyon risk derecelendirilmesinde en çok kullanılan tekniklerden olan Institute for the Conservation of the Nature (ICONA) ve The Coordination of Information on the Environment (CORINE) risk değerlendirme sistemleri kullanılmıştır. Bu çerçevede, kullanılan tekniğe göre toprak özellikleri, yağış, bitki kapalılığı, eğim, kuraklık ve litojik yapı gibi erozyona doğrudan etki eden veriler kullanılmıştır. Sonuçlar saha çalışmalarından elde edilen yüksek düzeyde erozyona maruz kalmış 18 alanla doğrulanmıştır. Buna göre; ICONA ve CORINE risk derecelendirme tekniklerinin doğruluk oranları %50 olarak saptanmıştır. Ancak çapraz doğrulama yapıldığında bu oran %33 olmuştur. Dolayısıyla, her ne kadar iki yöntemin doğrulukları aynı olsa da birbirleriyle uyumlarının sınırlı düzeyde olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, ICONA modelinin daha az girdi verisiyle aynı doğrulukta sonuç üretebilmesinden dolayı küçük havzalar için daha verimli bir yöntem olduğu belirlenmiştir.
Namak Gölü, İran’da bulunan Urmiye Gölü, Hazar Denizi ve diğer su kütlelerini oluşturan Paratetis denizinin bir kalıntısıdır. Göl, küçük bir tuz gölü olmanın yanı sıra deniz seviyesinden 790 metre yükseklikte yer almakta ve Kum (Qom) nehri tarafından beslenmektedir. Bununla birlikte, son yıllarda kuraklığın etkisiyle, azalan yüzey suyu ve artan tuzluluk oranı gölün kurumaya yüz tutmasına neden olmuştur. Bu çalışmada, 2001-2021 yılları arasında -belirlenen onar yıllık üç dönemde- Namak Gölü'nün mekânsal-zamansal değişimleri; Landsat 5-TM, Landsat 7-ETM+ ve Landsat 8-OLI görüntüleri kullanılarak hesaplanmıştır. Çalışmada, yüzey suyunun belirlenmesini sağlayan Normalleştirilmiş Fark Su İndeksi (NDWI), Modifiye Edilmiş Fark Su İndeksi (MNDWI), Su Oranı İndeksi (WRI) ve Landsat verilerinden yüzey suyunun çıkarılmasına imkân veren Otomatik Su Çıkarma İndeksi (AWEI) incelenmiştir. Sonuç olarak, 20 yıllık dönemde meydana gelen su yüzeyindeki değişiklikler alansal olarak (km²) karşılaştırılmış ve doğruluk oranı görece yüksek olan NDWI indeksinin, diğer indekslere göre yüzey suyunun belirlenmesinde daha faydalı bir yöntem olarak kullanılabileceği belirlenmiştir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.