Bu çalışmada, eksenel yükleme testi yapılan beş farklı projeye ait derin karıştırma kolonlarının taşıma gücünün grafiksel ve analitik yöntemler ile belirlenmesi ve sonuçların birbiri ile kıyaslanması olarak amaçlanmıştır. Yükleme deneylerinin sonuçlarının yorumlanmasında literatürde sıkça kullanılan üç yöntem kullanılmıştır. Bunlar Decourt, De Beer ve Chin-Kondner yöntemleridir. Sahada oluşturulan derin karıştırma kolonlarına eksenel yükleme testleri uygulanmıştır. Her proje için daha önceden belirlenen proje yükü değeri baz alınarak yükleme gerçekleştirilmiştir. Yük artışı ile deformasyonlar arasındaki ilişkiden yola çıkılarak yapılan hesaplamalarda Decourt ve Chin-Kondner yöntemleri ile hesaplanan taşıma gücü değerlerinin beş proje için birbirine yakın sonuçlar verdiği ortaya çıkmıştır. De Beer yöntemi ile hesaplanan taşıma gücü değerleri diğer yöntemlere oranla nispeten daha düşük çıkmıştır.
Bu makalede inşaat mühendisliğinde zayıf zeminler ve zemin iyileştirmeleri konusu üzerinde durulmuştur. Bu amaçla geçmişte yapılan tüm akademik çalışmalar taranmış, ilgili olanlar derlenmiş, iyileştirmede en uygun ve en verimli yöntemin nasıl belirlendiği hususu anlaşılmaya çalışılmıştır. Zeminlerin en zayıf özelliği kendisini taşıma gücünde göstermektedir. Taşıma gücü zayıf bu tür zeminlerin mekanik özelliklerinin iyileştirilmesi özellikle geoteknik mühendisliği disiplininin güncel araştırma konularından olmuştur. Problemli olan bu zeminlere laboratuvar koşullarında farklı katkı malzemeleri katıldığı ve bu zeminlerin geoteknik parametrelerinin iyileştirilmesi konusunda bir arayış olduğu son yıllarda yayımlanan akademik çalışmaların artışından anlaşılmaktadır. Zayıf ve killi bir zemine uçucu kül ilavesinin ve bu zeminin uygun kür süresinde bekletilmesinin zayıf zeminin taşıma gücünü artırdığından dolayı zemin iyileştirmede etkili bir yöntem olduğu, bu katkı malzemesinin en uygun kür süresinde bekletilmesi ile en yüksek dayanımı verebildiği anlaşılmıştır. Ayrıca kumlu veya siltli zayıf bir zemine uygun oranlarda farklı katkı malzemelerinin (çimento, polimer,çöp suyu) ilavesinin zeminin mukavemetinin ve akıcılığa karşı direncinin arttığı deneysel çalışmalarla ortaya çıkmıştır. Aynı şekilde zayıf bir zemini optimum su muhtevasında kompaksiyon yöntemi ile sıkıştırarak konsolidasyona tabi tutmak, bu zeminde boşluk oranının düşmesine, ve doğal olarak taşıma gücünün artmasına neden olacaktır. Tüm bu deneysel uygulamalar sonucu elde edilen sonuçlar, zemin iyileştirme yöntemleri arasında değerlendirilmelidir. Bu nedenle tüm bu çalışmalardaki zemin iyileştirme yöntemlerinden yola çıkarak bu makale başlığı altında kayda değer ve uygulanabilir ortak bir hareket noktası belirlenmeye çalışılmış ve literatür çalışmalarındaki yöntemler ile bu makaleden çıkan öneri ilişkilendirilmiştir. Bu ilişkilendirmede, konu hakkında gerek araştırmacılar için gerekse de inşaat sektörü temsilcileri için bir farkındalık oluşturulması amaçlanmıştır.
It is critical to determine the shear wave velocity (V s ) for earthquake resistant construction design and ground improvement methods. V s is used in geotechnical earthquake engineering and microzonation studies to calculate the stresses and strong motion characteristics that an earthquake will generate in the soil layers. Characterization of soil and rock small-strain shear modulus and shear wave velocity is an essential component of different seismic analyses such as ground classification, hazard analysis, site-response analysis, and soil-structure interaction. Due to the high expense of seismic testing in comparison to other field tests, these tests are often favored in more significant projects. In circumstances when field seismic testing cannot or only in a limited number of cases be undertaken, the need for correlations between shear wave velocity and other experimental data leads to calculation of V s . In circumstances when undisturbed soil samples, such as gravel, sand, and silt, cannot be acquired, the Standard Penetration Test (SPT) has been effectively implemented, and numerous researchers have investigated the relationships between the obtained values and the shear wave velocity. It was discovered that the parameters influencing SPT-N number also influence shear wave velocity. Because the relationships presented in the literature are empirical formulae, they may not offer consistent findings for all soil conditions and soil types. The goal of this study is to determine the closest empirical relationships given in the literature by comparing derived SPT values to average shear-wave velocity to 30-m depth (Vs30) values obtained from Multichannel Analysis of Surface Waves (MASW) for the same sites in the Edirne area. Among the investigated relationships, the ones with the lowest error were recommended for estimate of V s data in the locations with missing V s data.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
hi@scite.ai
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.