Kedi ve köpeklerde çok fazla rastlanılan malign bir tümör olan lenfoma, daha sık olarak orta yaş ve üzerindeki kedi ve köpeklerde görülmektedir. Diyagnostik amaçla, tam kan sayımı, serum biyokimya profili, idrar analizi ve bazı biyobelirteçlerin yanında ultrasonografi, radyografı ve ileri görüntüleme tekniklerinden faydalanılmaktadır. Lenfomalı kedi ve köpeklerin tam kan sayımında non-rejeneratif anemi, trombositopeni ve lökosit değişkenlikleriyle karşılaşılabilmektedir. Son yıllarda beşeri hekimlik ve veteriner hekimliği alanlarında, trombosit indekslerinin farklı hastalıklar üzerindeki yansımaları yeni çalışmalara konu olmuştur. Bu doğrultuda, lenfomalı kedi ve köpeklerin trombosit indekslerinin (MPV, PCT, PDW) incelenmesi amacıyla yürütülen çalışmaya 13 lenfomalı kedi, 20 sağlıklı kedi, 33 lenfomalı köpek ve 20 sağlıklı köpek dahil edilmiştir. Hastaların lenfoma teşhisi, sitolojik ve histopatolojik incelemelerle doğrulanmıştır. Hemogram verilerinden elde edilen istatistiki değerlendirmelere göre, hasta kedilerde RBC, HGB, HCT ve MCHC değerlerinin sağlıklı kedilere göre anlamlı düzeyde düşük (P≤0.01), MPV değerinin ise yüksek (P

Öz: Haemobartonellosis, kedilerde şiddetli hemolitik anemiyle seyreden bir hastalıktır. Haemobartonella felis olarak bilinen hastalık etkeninin günümüzde yapılan sınıflandırma çalışmaları sonucunda Mycoplasma haemofelis olarak adlandırılmasına karar verilmiştir. Son yıllarda enfeksiyonun ülkemizdeki görülme sıklığı artmıştır. Trombosit indeksleri, veteriner hekimliği alanında yeni kullanılmaya başlanan parametreler olduğundan, kedi ve köpek pratiğinde bu konu ile ilgili yapılan çalışmaların artmasının faydalı olabileceği öngörülmüştür. Bu doğrultuda, 25 sağlıklı kedi ve mikroskobik inceleme sonucunda Mycoplasma spp. teşhisi konulan 25 hasta kedinin trombosit sayısı (PLT) ve indeksleri (MPV, PCT) retrospektif olarak incelenerek karşılaştırılmıştır. Trombosit sayısı ve indekslerinin teşhis ve prognoz konusunda anlamlı olup olamayacağının incelenmesi amacıyla yürütülen bu çalışmanın sonucunda; trombosit sayısı (PLT) ve trombosit indekslerinden trombositokrit (PCT), hasta hayvanlarda sağlıklı hayvanlara göre düşük, trombosit hacmi (MPV) ise yüksek ölçülmüştür (P<0.001). Çalışma sonucuna göre trombosit indekslerinin, Mycoplasma spp.ile enfekte olan kedilerde tanı ve prognoza yönelik potansiyel bir değere sahip olabileceği ve konu ile ilgili gelecekte geniş kapsamlı çalışmaların yapılmasının veteriner hekimliğine katkı sağlayabileceği düşünülmektedir. Anahtar kelimeler: Anemi, mycoplasma, platelet indeksleri, trombositopeni Investigation of Platelet Count and Platelet Indices in Cats Infected with Mycoplasma spp.

Myxomatous mitral valve disease (MMVD) is one of the most common heart diseases in dogs. The disease progresses faster in Cavalier King Charles Spaniel (CKCS) dogs and occurs at an earlier age. QT interval length reflects abnormalities in ventricular repolarization which may predispose to the formation of fatal arrhythmias such as torsades de pointes. A fast and accurate assessment is therefore essential. The study aimed to examine the changes in QT duration in MMVD cases of CKCS and to calculate the corrected QT durations with Bazett’s formula in various stages of the disease. The study included 20 CKCS dogs of both genders, various ages and weights, and different stages of MMVD (n=6 in B1 stage, n=6 in B2 stage, and n=8 in C stage), and 5 healthy CKCS which were included in the control group. Clinical, radiological, hematological, biochemical, echocardiographic, and electrocardiographic examinations were performed. The corrected QT interval duration in the MMVD group was longer than the control (p<0.05). However, there was no significant difference between B1, B2, and C. It was concluded that the corrected QT interval can give a significant distinction between healthy and MMVD CKCS dogs.

No abstract

Antibiotic resistance, an important threat to human and animal health, is becoming a greater problem for the world every day. In particular, the increase in unconscious and uncontrolled use of antibiotics has complicated the management of antimicrobial therapy. For this reason, the interest in the antimicrobial effects of the aminosterol derivatives, a group of innovative molecules has increased in recent years.In this review, it is aimed to provide detailed information about squalamine, which has been the subject of various studies due to its antibacterial, antiviral, antiparasitic and antifungal activities and we believe that it may provide a new therapeutic approach for combating viral infectious agents in veterinary field.