PurposeA literature review conducted for this study showed that although different aspects of supply chain flexibility have been studied, research on the factors affecting supplier flexibility and the impact of supplier flexibility on supplier performance are conspicuously absent. The present study aims to fill in this gap in the literature.Design/methodology/approachA quantitative research design was adopted. Data were collected from 119 manufacturing companies operating in Turkey and analyzed by structural equation modeling.FindingsThe findings show that supplier flexibility is associated with environmental uncertainty, relationships with the buyer and the quality of information shared between the buyer and the supplier, but not with the level of information shared between the buyer and the supplier. The findings also indicate that supplier flexibility affects supplier performance.Research limitations/implicationsThe generalizability of the findings can be considered as a limitation. In the future, sector-based larger-scale studies are desirable. Also, data can be collected from both the main business and suppliers and findings may be compared.Practical implicationsThe findings of this study help decision-makers to make more informed decisions about information exchange, supplier relationships and environmental uncertainties depending on the degree of flexibility that they request from their suppliers.Originality/valueA literature review for this study indicated that there is a lack of research on the factors affecting supplier flexibility. Therefore, this research is expected to make an original contribution to the literature.

Belirsizliğin yüksek olduğu günümüz iş dünyasında işletmeler tedarik zincirlerindeki riskleri azaltmak için doğru stratejiler kullanmalıdırlar. İşletmelerin kendileri için uygun olan stratejileri seçerken bu stratejilerin birbirlerine olan etkilerini de göz önünde bulundurmaları gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı Türk savunma sanayinde en yaygın olarak kullanılan risk azaltma stratejilerini ve bunların arasındaki nedensellik ilişkilerini tespit etmektir. Savunma sanayinde faaliyet gösteren bir işletmeden toplanan veriler bulanık DEMATEL yöntemi kullanılarak analiz edilmiştir. Karşılıklı ilişki ve bağımlılıkların analiz edilmesinde en uygun yöntem olması nedeniyle DEMATEL tercih edilmiştir. Ayrıca uzman yargılarının sayısal değerlere dönüştürülebilmesi amacıyla bulanık teoriden faydalanılmıştır. Elde edilen sonuçlar sırasıyla en önemli risk azaltma stratejilerinin çeviklik, iş birliği, risk paylaşımı, tedarikçi seçme ve geliştirme olduğunu göstermiştir. Diğer stratejileri en fazla etkileyen stratejilerin ise standartlaştırma/ortak parça kullanımı, doğru talep tahmini ve bilgi paylaşımı olduğu görülmektedir. Diğer stratejilerden en fazla etkilenen stratejilerin ise sırasıyla stok bulundurma, çeviklik, risk paylaşımı ve esnek taşımacılık olduğu bulunmuştur. Savunma sanayisinin hassas üretim teknikleri kullanıyor olması, özel kalite standartlarına gereksinim duyması ve çok sayıda alt parçadan oluşan karmaşık ürün yapıları tedarik zincircilerinin risklere karşı hassasiyetini arttırmaktadır. Bu nedenle savunma sanayisindeki işletmelerin uygun risk azaltma stratejilerini belirlemesi önem taşımaktadır. Bu çalışma için yapılan bir literatür taraması savunma sanayi tedarik zincirinde risk azaltma stratejileri ile ilgili bir çalışmanın bulunmadığını göstermiştir. Bu nedenle bu çalışmanın literatüre önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Ayrıca, çalışmanın sonuçlarının uygulamacılara daha doğru kararlar vermede yardımcı olacağı umulmaktadır.

Ürün çeşitliliğinin artması, küreselleşme, verimlilik artışı konusundaki baskılar ve tedarikçi bağımlılığının artması gibi nedenlerden dolayı işletmelerin risklere karşı hassasiyetleri artmaktadır. Bu nedenle risk yönetimi uygulamalarına gittikçe daha fazla oranda ilgi göstermektedirler. Özellikle otomotiv tedarik zincirinin büyük ve karmaşık olması bu sektördeki risk azaltma stratejileri uygulamalarını daha da önemli kılmaktadır. Ancak bu çalışma için yapılan bir literatür taraması otomotiv sektöründe yeterli sayıda çalışma olmadığını ortaya koymaktadır. Bu çalışmayla, literatürdeki bu boşluk giderilmeye çalışılmıştır. Bu doğrultuda 14 işletmeden toplamda 20 tedarik zinciri yöneticisiyle yarı yapılandırılmış derinlemesine mülakatlar gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmanın birkaç önemli bulgusu bulunmaktadır. Birincisi, otomotiv sektöründe en yaygın görülen risklerin ve bu riskleri azaltma stratejilerinin belirlenmiş olmasıdır. İkincisi, risk azaltma stratejilerinin uygulanması nedeniyle katlanılacak maliyetlerin kabul edilebilir seviyede olması gerektiğidir. Üçüncüsü ise yöneticilerin işletmelerin olumsuz olaylara ve değişimlere mümkün olduğunca hızlı bir şekilde cevap verebilmeleri için tedarik zinciri yapısını düzenleyebilme becerisine sahip olmaları gerekliliğidir.

The purpose of this study was to examine the effect of internships that are done during undergraduate education on graduates’ first job choice and later career plan in a Turkish business school context. To accomplish this purpose, a case study that utilized both quantitative and qualitative data was designed. The quantitative data were obtained from 133 graduates via an online survey form, whereas the qualitative data were obtained from nine graduates during a focus group session. The qualitative data were used to complement the quantitative data and to gain further understanding of the findings of the survey. The results showed that the graduates who did their internships in sectors in line with their career plans continued their career in the same sectors or similar sectors to the sectors in which they did their internships. The duration before starting the first job after graduation was found to be significantly shorter for graduates who did their internship in line with their career plan than for graduates who did not do their internship in line with their career plan. The findings provided useful insight into the role of internships during undergraduate business education.

Business practices to strengthen competitiveness increase the vulnerability of supply chains to risks. Risks that can adversely affect the effectiveness and efficiency of supply chain activities are events that disrupt the flow of information, materials, money, and products. Therefore, supply chain risk management is vital for companies. It is necessary to identify the risks that threaten the supply chain and prioritize them. In addition, examining the effects of risks on each other will determine the success of supply chain risk management. This study evaluates Turkey’s leading iron and steel company’s supply chain risk groups and sub-risks. The fuzzy DEMATEL method was used to determine the relative importance of the risks and the effects of the risks on each other. Results show that the most critical risk group is business risks. Business risk is followed by customer risks, supplier risks, transportation risks, environmental risks, and, finally, security risks. This study provides originality by evaluating the supply chain risks from a broader perspective.