Bu araştırmada Kaz Dağı Milli Parkı ve yakın çevresindeki yerleşimlerde yaşamayı tercih eden emekli göçmenlerin bu alana dair düşünce ve algılarının nasıl olduğu ve bu algı ve düşüncelerinin birbirleriyle ilişkili olup olmadığı incelenmiştir. Araştırmanın amacı, emekli göçmenlerin araştırma alanında daha yoğun olarak nerelerde toplandığı ve Kaz Dağı'nın beşeri ve doğal çevresine yönelik algı ve düşünceleri arasında anlamlı bir ilişkinin bulunup bulunmadığını sorgulamaktır. Araştırmada karma model benimsenmiştir. Bu kapsamda 127 emekli göçmene anket, 30 emekli göçmene ise zihin haritası tekniği uygulanmıştır. Araştırma sonucunda emekli göçmenlerin KMNP ile ilgili algılarının düşünceleri ile ilişkili olduğu anlaşılmıştır. KMNP etrafındaki çevreyi iyi, güzel, düzenli ve bakımlı bulanların doğal çevre hakkındaki düşüncelerinin olumlu olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca emekli göçmenler araştırma alanını havadar, doğal, sakin ve huzurlu bulmaktadırlar.
Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi santrale olan tutum ve davranışlarında ve sosyal kabul düzeyinde belirleyici bir etkisi olduğunu göstermiştir. Termik santrale yakınlık arttıkça; santralin ekonomik ve çevresel açıdan olumsuz etkisi olacağı düşüncesi nedeniyle santrale olan sosyal kabul düzeyi azalmaktadır. Enerji santrali projelerinin kabul edilebilirliği ve sürdürülebilirliği açısından sosyal kabul kapsamında yerel halk mutlaka dikkate alınmalıdır. Proje hakkındaki bilgilendirme sınırlı olduğu durumlarda yöre halkı projeye karşı durmakta ve çevresinde yapılacak olandan habersiz olma hususunda kaygılanmaktadır. Yaşadığı bölgede yapılan faaliyetlere ve yatırımlara yerel halkın tepkisini ifade eden NIMBY davranışının olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak adına bölge insanının proje sürecine dâhil edilmesi gerekmektedir. Projeden, süreçten, projenin olası etkilerinden haberdar olan yerel halkın sosyal kabul düzeyinin pozitif yönde artacağı düşünülmektedir.
Bu çalışmada Balıkesir ili örneğinde kentsel rekreasyon olanaklarına yönelik çoklu paydaş değerlendirmesi yapılmıştır. Bu kapsamda yerel halk ile kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcilerinin Balıkesir şehrinin rekreasyon olanaklarına bakış açılarının değerlendirilmesi ve karşılaştırılması amaçlanmış ve bu doğrultuda çıkarımlar yapılmıştır. Nitel araştırma yönteminin kullanıldığı çalışmada, yerel halk ve kamu paydaşları için farklı yarı yapılandırılmış görüşme formları aracılığıyla toplanan veriler tematik analiz tekniği ile çözümlenmiştir. Her iki katılımcı grup için farklı temalar ve kategoriler araştırma soruları üzerinden oluşturulmuştur. Bununla birlikte, araştırmada yöntemsel çeşitliliğin sağlanabilmesi için yerel halkın şehrin rekreasyon alanlarına yönelik zihin haritaları da incelenmiştir. Araştırma sonucunda, kamu paydaşlarının yürüttüğü rekreasyon çalışmalarından yerel halkın yeterince haberdar olmadığı, yerel halkın rekreasyon faaliyetlerini yoğunlukla şehrin alışveriş merkezlerinde gerçekleştirdiği, şehirde yaşayan farklı gruplar için yeterli alternatiflerin olmadığı ve özellikle şehirdeki yeşil alan eksikliği ön plana çıkmıştır. Son olarak, yerel halkın zihin haritalarında yaptığı konumlamalarda gerçek konum ile zihinlerdeki imajları arasında önemli farklılıklar olduğu tespit edilmiştir.
seçim beyannamelerinde çevre konusuna ne kadar yer verdiklerini, çevre başlığı altında hangi kodları/temaları kullandıklarını ve ilgili kod/temaların beyannamelerde yer alan hem çevre bölümlerinin hem de genel metnin içerisindeki kullanım oranlarını tespit etmektir. Araştırmada yararlanılan veriler doküman incelemesi yöntemiyle elde edilmiş ve içerik analizi kullanılarak irdelenmiştir. Verilerin analizi sonucunda AK Parti'nin seçim beyannamesinde çevreyle ilgili en çok su kodunu, CHP, MHP ve İYİ Parti'nin enerji kodunu, HDP'nin ise doğa kodunu kullandıkları ortaya çıkmaktadır. Beş siyasi partinin seçim beyannameleri incelendiği zaman, AK Parti, CHP, HDP ve İYİ Parti'nin seçim beyannamelerinde en çok geçen temanın ekosistem olduğu anlaşılmaktadır. Çevre kodlarının en fazla kullanıldığı beyanname, 1159 ile AK Parti'nin seçim beyannamesidir. Araştırma sonucunda partilerin ekonomi, iç ve dış siyaset gibi konulara kıyasla hem sayfa sayısı, hem başlığın bulunma sırası hem de görsel kullanım tercihleri anlamında çevre başlığını beyannamelerinde arka planda tuttukları belirlenmiştir. Beyannamelerdeki kodlar incelendiğinde, hiçbir partinin biyogüvenlik, ekosistem yönetimi, çevre hukuku ve habitat kodlarını kullanmadığı görülmektedir. Benzer bir şekilde çevre konusunu doğrudan ilgilendiren başlıklar olan su/hava/toprak/görüntü/gürültü kirliliği kodlarının beyannamelerde yeterince kullanılmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle söz konusu siyasi partilerin çevre konusuna yaklaşımlarında bazı sorunların olduğu söylenebilir.
Göç, klasik tanımıyla bireylerin veya toplulukların, sınırları belli bir alandan başka bir alana olan yer değiştirmelerini ifade etmektedir. Göçün bu klasik tanımında coğrafi anlamda bir hareketlilik söz konusudur; fakat, göç aslında bu tanımdan daha fazlasını içeren karmaşık ve çok boyutlu bir süreçtir. Bunun nedeni, göçün ekonomik, sosyal, siyasi, kültürel, psikolojik ve çevresel etkilerinin olmasıdır. Aynı zamanda dinamik yapısı da olan göç süreci, hem göç alan hem göç veren toplumları değiştirmekte ve dönüştürmektedir. Göç, çoğunlukla ekonomik sebeplerle veya zorunlu olarak yapılmasına rağmen, araştırmanın odak noktasında yer alan emekli göçü, genellikle ekonomik güdülerle yapılmayan, isteğe bağlı bir göç türüdür. Literatürde yer değiştirmenin emekli göçü olarak sayılabilmesi için, bireyin göç etmeden önce emekli olması ortaüst sınıfta yer alması, en az 50 yaşında olması ve yılın en az 3 ayını göç ettiği yerde geçirmesi gibi kriterler genellikle kabul görmektedir. Bu araştırmada özellikle 1980'li yıllardan sonra önemi artan ve günümüzde de önemini arttırarak devam ettiren emekli göçü açıklanmış; kaynak taraması yöntemi kullanılarak yerli ve yabancı literatür hakkında değerlendirmeler yapılmıştır. Konuyla ilgili Türkiye'de yapılan çalışmalarda, Türkiye'deki Avrupalı emekli göçmenleri daha çok sosyolojik ve ekonomik perspektifte incelenmiştir. Az sayıda çalışmada mekânsal boyutla ilgili hususlara değinilmiştir. Yabancı literatürde ise konunun uluslararası yönüyle birlikte ekonomik, politik ve sosyolojik tarafları ön plana çıkmıştır. Bu önemli göç türünün coğrafi tarafını irdeleyen çalışmaların artması gerekmektedir; çünkü, emekli göçmenler gittikleri destinasyonlarda kültürel peyzajla fiziki çevreye çeşitli biçimde ve derecede etki etmekte; aynı zamanda söz konusu faktörlerden etkilenmektedirler. Ayrıca, emekli göçü için tercih edilen bölgeler, doğal ve/veya kültürel güzelliklere sahip, bir diğer deyişle coğrafi özellikleri elverişli olan yerlerdir. Dolayısıyla, emekli göçünün coğrafi yönüne vurgu yapan çalışmaların artmasıyla birlikte, emekli göçünün mekanla karşılıklı etkileşiminin ve bunun sonuçlarının ayrıntılı bir şekilde açıklanması sağlanacaktır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
hi@scite.ai
334 Leonard St
Brooklyn, NY 11211
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.