İslâmî bankalar, İslâmî tahviller, İslâmî yatırım fonları, İslâmî sigorta gibi varlıklar açısından İslâmî finans sektörü küresel bir endüstri olarak kabul edilmektedir. 2008'den bu yana küresel finansal kriz tetiklenmiş olsa da bu sektör hem risk paylaşımı hem de kapsayıcılık ve fiilî varlık temelinde küresel olarak büyümektedir. Bangladeş'teki İslâmî bankacılık sektörü de Bangladeş Bankası'nın politik desteği ve güçlü kamu talebi nedeniyle küresel eğilimlere paralel olarak güçlü bir büyümeye tanık olmuştur. Finansman ve yatırım ihtiyaçlarını karşılamayı, kâr ve zararı paylaşmayı içeren yeni bir vizyon getirmek için İslâmî finans, küresel finansal krizden daha az etkilenen bir alternatif olarak görülmeye başlamıştır. İslâmî finansta faiz yasaklanmış, bir kira sertifikası olan sukuk ürünü ise Batı bankacılığındaki tahvile (Bond/bono) mukabil talep edilen bir İslâmî finansal araç olmuştur. Sukuk, kendine has özelliklerinden dolayı birçok ülkede ekonomik koşulların gelişmesi için finansman sağlamak amacıyla kullanılmış ve şu anda dünya çapında en çok konuşulan İslâmî uygulamalardan biri haline gelmiştir. Bangladeş’te de yakın zamanda bu alternatif yatırım aracı kapsamında sukuk ihracına başlanmıştır. İlk olarak 29. Sermaye Piyasası Düzenleme Kurulu 2019 yılında Bangladeş Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonunun (BMKBK ) sukukuna ilişkin bir duyuru yapmıştır. Ardından 2020 yılında hükümet, Maliye Bakanlığı Maliye Departmanından sukuk ihraçları ve yönetimi hakkında bir rehber yayınlamıştır. Ayrıca Bangladeş 23 Aralık 2020'de "Tüm Ülke İçin Güvenli Su Temini" (Safe Water Supply for the Whole Country) adlı bir projeye nakit toplamak amacıyla ilk bağımsız yatırımı olan sukuku çıkarmıştır. Ülkede ilk sukuk ihalesi 28 Aralık 2020'de gerçekleştirilmiş, İslam hukukuna uygun birçok özelliklerinden dolayı tüm İslâm âlimlerinin dikkatini çeken bu müzayedeye konvansiyonel bankalar, İslâmî bankalar ve diğer otuz dokuz finans kuruluşu katılmıştır. Söz konusu gelişmelerin izini süren ve Bangladeş özelinde alanında öncü olan bu araştırma, sukuk kavramını ve türlerini inceleyerek Bangladeş'te sukukun piyasaya çıkışını ele almakta, İslâm âlimleri tarafından sukuk uygulamasına İslâm hukuku perspektifinden yapılan itirazları konu edinmekte ve ülkedeki İslâmî bankacılık yasalarının mevcut durumunu tartışmaya açmayı hedeflemektedir.
Cumhuriyetin kurulduğu 1923’den 2014 yılına kadar Türkiye’de okul öncesi din eğitimi verilmemiştir. 2014 tarihinden itibaren, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı olarak açılmış olan bu kurslar, ülkenin her tarafında hızla yaygınlık kazanmıştır. 4-6 yaş Kur’an Kursları ile çocuklara din ve değerler eğitiminin yanı sıra çocukların dini, ahlaki gelişimlerini destekleyerek onların zihinsel gelişimine katkı sağlamak hedeflenmiştir. Bu kursların açılması öğretmen, müfredat, fiziki mekân gibi problemleri beraberinde getirmiştir. Bu problemlerin giderilmesi için müfredat güncellenmesi, öğretmen yeterliklerinin geliştirilmesi gibi çalışmalar yapılmış olsa da artan öğrenci sayısına paralel okul öncesi din eğitiminin kalitesi ülkemizde tartışılmaya devam etmektedir. Bu çalışma Türkiye’deki din eğitiminde yeni bir alan olarak ortaya çıkan 4-6 Yaş Kur’an Kursları hakkında yapılan çalışmaları tarayarak, bu kursların problemlerini, öğretmenlerinin yeterliklerini, müfredatının ve fiziki mekânlarının uygunluğunu ortaya koymaya çalışılmıştır. Araştırma sonucunda bu okullarda görev yapan öğretmenlerin pedagojik yetersizlikleri olduğu, müfredat ile ders ve etkinlik kitaplarında eksilikler bulunduğu ve okulların fiziki anlamda yetersiz kaldığı görülmüştür. Bu bağlamda bu okulların niteliğinin artmasına yönelik öneriler sunulmuştur.
This article examines the human rights of minorities (huquq al-aqalliyyah) in the context of the Iraqi region. In the first part of the study, the general course of Iraqi political history, including Saddam's tenure, is discussed. After an overview of the historical and political conditions of minorities in Iraq, the political discrimination against Shiite and Kurdish groups, especially during the Saddam era, and the unofficial political oppression of Shiites on Sunnis, the dominant political element in post-Saddam Iraq, against Sunni and other minorities, are compared. The research also focuses on the ethnoreligious political mobilization developed by societies against this discrimination. In addition, our article explores the current situation and rights of minorities in Iraq and the reasons for their migration from Iraq. In addition, this study points out the difficulties of minority law in Iraqi practice as it is used in "Western" states and discusses the reasons for this. Because this unofficial repression against Sunnis and Kurds paved the way for the emergence of a fanatical Sunni group called ISIS in Iraq, they described non-Muslim minorities as "dhimmis" using Islamic terminology, thus trying to legitimize their murders. From this point of view, the article aims to analyze the political discrimination applied by the Iraqi state and the murders committed by ISIS in the name of Islam from the perspective of contemporary Islamic law.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
hi@scite.ai
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.