GİRİŞOdontojenik miksoma, ilk defa Thoma ve Goldman 1 tarafından 1947 yılında bildirilmiştir. Literatürde tüm odontojenik tümörler içerisinde %1-17.7 oranına sahip olduğu ifade edilmiştir.2 Dünya Sağlık Örgütü sınıflandırmasına göre odontojenik miksomalar odontojenik epitel içerebi-len mezenşimal ve/veya ektomezenşimal orijinli iyi huylu odontojenik tümörler olarak sınıflandırılmakta olup, mikroskopik yapısı bol miktarda mukoid stroma zemininde yer alan iğsi ve yıldızsı hücrelerden oluşmaktadır.
2-5Orijin kaynağının periodontal ligament veya geliş-mekte olan bir dişin mezenşimal dokuları olabileceği dü-şünülmektedir.2,4,6 Maksilla ve mandibulada genellikle bir diş germi ile ilişkili olarak izlenen odontojenik miksomaların tüm yaş gruplarında görülebilmekle birlikte en sık 3. dekatta izlendikleri ve %10-33 oranında yüksek nüks potansiyeline sahip oldukları bildirilmiştir. 2,[6][7][8][9] Yüksek nüks potansiyelinin kemiğe infiltrasyon özel-liği nedeniyle geliştiği düşünülmekte olup, moleküler yapısında var olan yapıların apoptosis, hücre proliferasyonu üzerine etkinlikleri veya genetik yatkınlık konusunda net olmayan bilgiler mevcuttur.5 Ancak GNAS1 genine ilişkin mutasyonların intramusküler miksomalarda yaygın olarak izlendiği ve ayırıcı tanıda rol oynayabileceği bildirilmiştir.
10Yavaş büyüyen, ağrısız kitlelere neden olan odontojenik miksomalarda ağrı ve hipoestezi bulgusu yaygın olmadığı için hastaların şikayetlere bağlı başvuru süresi uzamakta, lezyonlar geniş boyutlara ulaştığı dönemde fark edilmektedir.2,11 Radyografik olarak; radyolüsent yapıdaki görünümlerinin uniloküler veya multiloküler tarzda olabileceği bal peteği, tenis raketi ya da sabun köpüğü görünümüne sahip olabilecekleri ifade edilmektedir.
4,11Lezyonun sınırlarının belirlenmesinde bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme teknikleri yardımcı olabilmektedir. 4,12 Odontojenik miksomaların tedavisinde radikal veya konservatif cerrahi yöntemler önerilmekle birlikte cerrahi tekniğin türüne ilişkin fikir birliği günümüzde mevcut değildir. 13 Lezyon boyutlarının küçük olduğu vakalarda marjinal, daha büyük lezyonlarda segmental veya parsiyel osteotomiler düşünülebilmektedir. Lokal anestezi altında yapılan insizyonel biyopsi iş-leminin sonucu odontojenik miksoma olarak bildirilmiş-tir. Hastanın ebeveynlerine ameliyat hakkında bilgi verilerek 'bilgilendirilmiş onam formu' alınmıştır. 36-46 nolu dişler bölgesindeki tüm dişlere cerrahi işlem ile birlikte planlanan apikal rezeksiyon işlemi öncesi endodontik tedaviler gerçekleştirilmiştir. Hasta genel anestezi altında operasyona alınmıştır. Lokal anestezi ve mukoperiosteal flep kaldırılmasını takiben lezyona intraoral olarak ulaşım sağlanmıştır. Bukkal korteksdeki ince kemik duvarların kaldırılmasının ardından lezyon sağ-lam kemik duvarlar elde edilinceye kadar kürete edilmiştir. Kavite içerisinde yer alan diş köklerine artık dokuların uzaklaştırılması amacıyla apikal rezeksiyon işlemi uygulanmıştır. Kalan kemik kavitesi frez yardı-mıyla düzeltilerek, aşırı kemik kaybı olan mandibulayı destekle...