The Sound of Silence: The Destruction of Babylon by Sennacherib and the Babylonian Chronicles

Levavi, Yuval

doi:10.31826/9781463241889-010

Cited by 4 publications

(2 citation statements)

References 0 publications

Supporting

Mentioning

Contrasting

Unclassified

Order By: Relevance

“…Babil'e yöneldiğinde, Babil Kralı Marduk-aplu-iddin, ülkedeki tüm tanrıların saklanması talimatını vermiştir 96 . Tanrı heykelleri, değerli malzemeleri, gümüş, altın ve tanrılara ait tüm kült eşyalarını, Elam Kralı Umman-Menanu'ya rüşvet olarak vermiştir 97 . Fakat Sîn-ahhī-erība, Elam'a ilerleyerek Babil kuvvetlerini yenmiş ve heykelleri zapt etmiştir 98 .…”

Section: Marduk Ordali/ Esaretiunclassified

“…Fakat Sîn-ahhī-erība, Elam'a ilerleyerek Babil kuvvetlerini yenmiş ve heykelleri zapt etmiştir 98 . Savaş sırasında, ordusunu tapınaklara göndererek tanrı heykellerini parçalanmasını ve tapınakları yıkılmasını emretmiştir 99 . Seferin ardından yazdırdığı yazıtta, Babil tanrılarını yok ettirdiği için pişmanlık duyduğu ve tanrıların heykellerinin yok edilmesiyle ilişkilendirilmemek istememiştir 100 .…”

Section: Marduk Ordali/ Esaretiunclassified

See 1 more Smart Citation

Marduk Ordal’i̇ Mi̇tosu Üzeri̇ne Bi̇r Değerlendi̇rme

Karaköz

2024

TAD

View full text Add to dashboard Cite

Eski Mezopotamya yazılı kaynaklarında, eşine rastlanmayan spesifik metinlerden birisi, tanrı Marduk’un tutsaklığını konu alan metindir. Yeni Assur İmparatorluğu Dönemine ait, iki versiyondan oluşmaktadır. Metnin her iki versiyonunda da bir dinamiğe sahip olmamakla beraber konular arasındaki bağlantısız geçişler oldukça nettir. Konu genel olarak tanrı Marduk’un tutsaklığıdır. Marduk, kendi tapınağında esir tutulmaktadır. Neden esir tutulduğu belirtilmeyen tanrı, metinde Assur’un çıkarlarını gözetip koruduğunu ifade etmektedir. Kaçmaya çalıştığı için bizzat kendi muhafızları tarafından darp edilen tanrı, Assur’un önde gelen tanrıları huzurunda masumiyetini dile getirmekte ve yaşamak için izin istemektedir. Tanrının masumiyeti nehir ordali ile sağlanmaktadır. Metne göre, bu tutsaklık Babil’de Akītu Festivalinin kutlandığı döneme denk gelmektedir. Marduk’un yargılanmasını bizzat tanrı Assur yapmaktadır. Yargılanan Marduk’un akıbeti ise belirsizdir. Metinde, Babil’de düzenlenecek Akītu Festivalinde okunacak Enūma Eliš’in de Marduk’un tutsaklığını konu aldığı bilgisini içermektedir. Metin, açıkça tanrı Marduk’a ve dolayısıyla Babil’e karşı Assur’un üstünlüğünü vurgulandığı bir metindir. Bu açıdan siyasi bir üstünlüğün, zaferin teolojik olarak ele alındığı tanrı Marduk’un siyasi-dinsel sıkıntılarını dramatize ederek yorumlandığı, tarihsel bir olayın metaforik yorumudur.

show abstract

Section: Marduk Ordali/ Esaretiunclassified

Marduk Ordal’i̇ Mi̇tosu Üzeri̇ne Bi̇r Değerlendi̇rme

Karaköz

2024

TAD

View full text Add to dashboard Cite

show abstract

The Neo-Babylonian Empire: The Imperial Periphery as Seen from the Centre

Levavi

2020

Journal of Ancient Near Eastern History

Self Cite

View full text Add to dashboard Cite

The paper examines the cuneiform evidence from sixth-century Babylonia (and beyond) for information on the form and aims of Neo-Babylonian imperial rule over its western provinces. While new texts, which hitherto have not been considered in this context, can be brought to bear on the issue, direct evidence from these provinces is still scarce. These documents will thus be supplemented by drawing on the rich information concerning state institutions and resource extraction in the imperial centre. It is argued that in the first half of the Neo-Babylonian period, until ca. 585 BCE, Babylonian imperial rule in the western periphery can be conceptualized primarily as a straightforward exploitative tributary regime. From about the mid-reign of Nebuchadnezzar onwards, however, there is a shift towards a more sustainable resource extraction through the creation of stable pockets of Babylonian presence in the periphery. This diachronic shift was meant to steady and organize the initial ad hoc Babylonian approach. These measures, however, did not prevail, and the chaotic years which followed the 43 years reign of Nebuchadnezzar illustrate the fragility of the relatively short-lived Babylonian imperial age.

show abstract

The Many Arts of Writing a Babylonian National History

Boivin

2022

Journal of Ancient Near Eastern History

View full text Add to dashboard Cite

Any discussion about historiography in Mesopotamia leads sooner or later—and it is usually sooner—to the question of genre. This article explores aspects of this question by examining how, in the wake of political, intellectual and cultural developments which marked the late second and the beginning of the first millennium BCE, various streams of historiographic practice converged towards the writing of a Babylonian national history, or rather, national histories. In order to do so, three roughly contemporary sources, written in different milieus, are discussed as instances of this phenomenon: the Chronicle of Ancient Kings A, the Chronicle Concerning the Early Years of Nebuchadnezzar II, and the Imgur-Enlil Inscription of Nabopolassar. The contents, form, sources used, and intentions of writing of each of them are evaluated, and a number of shared themes and approaches are identified and proposed as elements of seventh/sixth century national history writing in Babylonia.

show abstract

The Sound of Silence: The Destruction of Babylon by Sennacherib and the Babylonian Chronicles

Cited by 4 publications

References 0 publications

Marduk Ordal’i̇ Mi̇tosu Üzeri̇ne Bi̇r Değerlendi̇rme

Marduk Ordal’i̇ Mi̇tosu Üzeri̇ne Bi̇r Değerlendi̇rme

The Neo-Babylonian Empire: The Imperial Periphery as Seen from the Centre

The Many Arts of Writing a Babylonian National History

Contact Info

Product

Resources

About