Venizelos’un ön plana çıkmasında ve siyasi hayatının başlamasında, doğum yeri olan Girit Adası’nın Yunanistan’a ilhakı için yürüttüğü faaliyetler önemli bir etken olmuştur. 1910 yılında iktidara gelmesiyle birlikte Megali İdea hayalini gerçekleştirmek için ülkesini Avrupa Devletleri’nin emperyalist politikalarına teslim eden Venizelos, aktif siyasetten uzak kaldığı dönemlerde bile Yunanistan’ın siyasi hayatı üzerindeki etkisini korumuştur. Dolayısıyla 1910-1933 yılları arasında Türk-Yunan ilişkilerinin şekillenmesinde Venizelos ve politikalarının önemli bir yeri bulunmaktadır. Siyasi hayatının ilk 10 yılında dış politikada Büyük Yunanistan hayaline sıkı sıkıya sarılan Venizelos, Türk-Yunan ilişkilerinde savaş ve çatışma sürecinin de baş aktörü olmuştur. Özellikle Balkan Savaşları ve Batı Anadolu’nun işgali döneminde Yunan askerlerinin Türk ahaliye karşı giriştiği katliamlardan takip ettiği politikalar nedeniyle Venizelos sorumlu tutulmuştur. Venizelos, Anadolu macerasının ilk yenilgisini ise 14 Kasım 1920’de Yunanistan’da seçimleri kaybederek almıştır. Seçim yenilgisinin ardından Yunanistan’dan ayrılan Venizelos, Avrupa’ya geçerek propaganda faaliyetlerine devam etmiştir. Ancak Megali İdea hayali ile başlattığı Küçük Asya Macerası Yunanistan için büyük bir felaket ile neticelenmesi Venizelos’un ve politikalarının da ikinci yenilgisi ve iflası anlamına gelmekteydi. Lozan Antlaşması’nın imzalanmasının ardından bir süre hem ülkesinden hem de siyasetten uzak kalan Venizelos 1928 yılında Yunanistan’da tekrar iktidara gelmiştir. Siyasi hayatının bu son yıllarında ise değişen konjonktür çerçevesinde Türk-Yunan ilişkilerinde dostluk sürecinin başlatılmasında önemli bir yere sahiptir. Bu bağlamda öncelikle iki ülke arasında iyi komşuluk ilişkileri tesis etmenin önündeki en önemli engel olan Lozan’dan kalan sorunları çözmek için girişimlerde bulunmuştur. Ardından da 30 Ekim 1930’da Ankara’yı ziyaret etmiştir.
Türk-Yunan ilişkilerinde basit bir tabirle önce düşman sonra dost olarak karşımıza çıkan Venizelos, 18 Mart 1936’da Paris’te vefat etmiştir. Bu çalışmada; başta dönemin ulusal basını ve yerelde ise 3 yıl Yunan işgali altında kalan İzmir basını incelemek suretiyle Venizelos’un ölüm haberinin Türkiye’deki yankıları ele alınmıştır.