Surveillance mammography for detecting ipsilateral breast tumour recurrence and metachronous contralateral breast cancer: a systematic review

Abstract

ObjectivesTo determine the diagnostic accuracy of surveillance mammography for detecting ipsilateral breast tumour recurrence and metachronous contralateral breast cancer in women previously treated for primary breast cancer.MethodsA systematic review of surveillance mammography compared with ultrasound, magnetic resonance imaging (MRI), specialist-led clinical examination or unstructured primary care follow-up, using histopathological assessment for test positives and follow-up for test negatives as the reference standard.ResultsNine studies met our inclusion criteria. Variations in study comparisons precluded meta-analysis. For routine ipsilateral breast tumour detection, surveillance mammography sensitivity ranged from 64–67% and specificity ranged from 85–97%. For MRI, sensitivity ranged from 86–100% and specificity was 93%. For non-routine ipsilateral breast tumour detection, sensitivity and specificity for surveillance mammography ranged from 50–83% and 57–75% and for MRI 93–100% and 88–96%. For routine metachronous contralateral breast cancer detection, one study reported sensitivity of 67% and specificity of 50% for both surveillance mammography and MRI.ConclusionAlthough mammography is associated with high sensitivity and specificity, MRI is the most accurate test for detecting ipsilateral breast tumour recurrence and metachronous contralateral breast cancer in women previously treated for primary breast cancer. Results should be interpreted with caution because of the limited evidence base.Key Points• Surveillance mammography is associated with high sensitivity and specificity• Findings suggest that MRI is the most accurate test for detecting further breast cancer• Robust conclusions cannot be made due to the limited evidence base• Further research comparing surveillance mammography and other diagnostic tests is required

Postoperatif Değerlendirme: Sorunlar ve Zamanlama

“…Her iki durumda da, nüks tümörlerin evreleri sağkalım üzerine etkilidir ve mümkün olduğu kadar erken dö-nemde saptanmaları önemlidir. İn situ ya da 2 cm'den daha küçük olan invaziv lezyonlarda prognozun daha iyi olduğu gösterilmiştir [3,6,11,18]. Lokorejyonel nüksler meme dokusu dışında ciltte, Cooper ligamanlarında, göğüs duvarında ve bölgesel lenf nodlarında ortaya çıkabilir.…”

“…Lokal nüksleri saptamada en başarılı yöntem MRG'dir [3,4,18]. Bu olgularda kemoterapi ve hormonoterapi etkisi nedeniyle arka plan boyanması çok düşüktür ve şüpheli lezyonlar kolaylıkla saptanabilir.…”

“…Bu olgularda kemoterapi ve hormonoterapi etkisi nedeniyle arka plan boyanması çok düşüktür ve şüpheli lezyonlar kolaylıkla saptanabilir. Operasyondan 3-6 ay sonra ve radyoterapiden 9-18 ay sonra inflamatuvar değişikliklere bağlı kontrast tutulumu ortadan kalkar ve bu dönemden sonra MRG'nin duyarlı-lık ve özgüllüğü son derece yüksektir (Resim 7) [4,6,14,18,21,22]. Manyetik rezonans gö-rüntülemede kontrast tutulumu yoksa, negatif prediktif değer %88-96 olarak bildirilmiştir [11,18].…”

“…Nadiren aktif skar yıllarca fokal kontrast tutulumu gösterebilir. Tanıda sadece kontrast tutulumu olup olmamasına değil, morfolojik bulgulara da dikkat edilmelidir [11,18,21].…”

“…Transplante edilmiş otolog dokuda lokal nüks nadiren ortaya çıkar; ancak mastektomi sıra-sında korunan nativ meme cildinde, aksillada veya göğüs duvarında nüks görülebilir. Lokal nüksler görüldüğü sırada hastaların %75'inden fazlasında uzak metastaz vardır [4,12,14,18,27,28]. Ultrasonografi, malignite şüp-hesi olan palpabl veya palpabl olmayan lezyonları ve yağ nekrozu bulgularını başarılı bir şekilde gösterebilir.…”