Surgical Decompression is Associated with Decreased Mortality in Patients with Sepsis and Ureteral Calculi

Borofsky, Michael S.; Walter, Dawn; Shah, Ojas; Goldfarb, David S.; Mues, Adam C.; Makarov, Danil V.

doi:10.1016/j.juro.2012.09.088

Cited by 86 publications

(60 citation statements)

References 13 publications

Supporting

Mentioning

Contrasting

Unclassified

Order By: Relevance

“…Therefore, nephrostomy was used much more often in our study. A delay in renal decompression or omitting it completely will increase the rate of sepsis and mortality [2,3,4,11,23,24]. …”

Section: Discussionmentioning

confidence: 99%

Long-Term Results after Acute Therapy of Obstructive Pyelonephritis

et al. 2015

View full text Add to dashboard Cite

Introduction: To evaluate therapeutic results till 5 years after therapy of obstructive pyelonephritis (OPN) emphasizing regular follow-up. Material and Methods: During 5 years, 57 patients with OPN were treated. The patients' charts were reviewed retrospectively for clinical data. These were completed by a questionnaire. Results: In the group of 57 patients (average age 56 years), about two third were women. Urolithiasis (65%) and tumors (21%) were the main causes of obstruction; fever (91%) and loin pain (86%) the main symptoms. Three fourth of the patients showed renal insufficiency and nearly 50% anemia. E. coli and Proteus spp. were the dominating organisms. Sonography detected obstruction in 93% cases. In one third of cases, CT scan was added; 81% percutaneous nephrostomy and 19% ureteral stenting were the initial methods of urinary drainage. During therapy, 23% nephrectomies (19% complete, 4% partial) were performed. Long-term follow-up showed 11% recurrent OPN and 33% recurrent UTI. Conclusions: After diagnosis of OPN, primary nephrostomy or ureteral stenting and antibiotic therapy are the first measures. If recurrent urinary tract infections or OPN occur, long-term follow-up and low-dose antibiotic prophylaxis may be discussed.

show abstract

“…Therefore, nephrostomy was used much more often in our study. A delay in renal decompression or omitting it completely will increase the rate of sepsis and mortality [2,3,4,11,23,24]. …”

Section: Discussionmentioning

confidence: 99%

Long-Term Results after Acute Therapy of Obstructive Pyelonephritis

et al. 2015

View full text Add to dashboard Cite

show abstract

“…Obstrükte sistemin tedavisi klasik olarak o sistemin drene; yani dekomprese edilmesidir. Üreter taşına bağlı ürosepsis tablosu ile hastaneye başvuruların incelendiği bir çalışmada toplam 1712 hasta retrospektif olarak değerlendirilmiş, cerrahi dekompresyon yapılmayan hastaların hastanede medikal tedavi altına alın-dıkları dönemde 2 kat daha fazla ölüm riski taşıdıkları gös-terilmiştir (21). Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan bu çalışmada bu hastaların %25'ine herhangi bir dekompresyon yöntemi uygulanmamıştır.…”

Section: üReteroskopi (Urs)unclassified

Üreter Taşlarının Minimal İnvaziv Tedavisi

Tepeler¹,

Akçay²,

Armağan³

2014

Endouroloji

View full text Add to dashboard Cite

GirişÜ reter taşlarının toplumun yaklaşık %15'inde görüldü-ğü tahmin edilmekte ve tüm ürolitiyazis olgularının %20'sinden sorumlu olduğu bilinmektedir (1). Üreter taşla-rının tedavisinde başlıca 3 tedavi yöntemi vardır: Medikal ekspulsif tedavi (MET) ile taşın spontan atılmasını kolaylaş-tırmak, endoskopik taş kırma tedavisi (URS) ve şok dalgaları (SWL) ile taşın fragmantasyonu. Bu 3 tedavi yönteminin seçiminde birçok faktör rol oynamasına rağmen; en önemli parametre taş boyutu olarak kabul edilmektedir. Bu konudaki genel yaklaşım boyutu 10 mm'den küçük üreter taşlarının MET ile 4-6 hafta izlenmesi ve bu süre sonunda fayda gör-meyen hastaların diğer tedavi yöntemlerine yönlendirilmesi şeklindedir. Güncel kılavuzlarda da; üreter taşları için tedavi önerileri taşın boyutu ve lokalizasyonuna göre yapılmaktadır.Bu makalede son bir yıl içinde üreter taşlarının minimal invaziv tedavisi alanında yapılan ve uluslararası dergilerde yayınlanan çalışmalardan öne çıkanların gözden geçirilmesi amaçlanmıştır. Şok Dalga (SWL) Tedavisiİlk olarak 1980'lerde tanımlanan SWL, ilerleyen yıllarda minimal invazif karakterinin yanında teknolojik gelişmelerin de yardımıyla popülaritesini artırmıştır. Yeni enerji kaynaklarının (elektromanyetik, elektrohidrolik ve piyezoelektrik) kullanıldığı SWL cihazlarının tanımlanmasıyla etkinliği artarken, işlem sırasında oluşan ağrı ve doku hasarı azalmıştır (2). Diğer tedavi yöntemlerine göre avantajları invazif bir yöntem olmaması, erişkinlerde ve bazı çocuk hastalarda anestezi gerektirmemesi, hastaların aynı gün eve gidebilmesi, güvenli bir tedavi alternatifi olması ve diğer yöntemler gibi cerrahi tecrübe gerektirmemesidir. Ancak cihazın maliyeti ve nihai taşsızlık için çoklu seans gereksinimi en büyük dezavantajlarını oluşturmaktadır (3).Taş boyutu SWL tedavisinin başarısını etkileyen en önem-li faktördür. Avrupa Üroloji Derneği (EAU) Kılavuzu'nda proksimal üreter taşlarında boyut <1cm ise; ilk seçenek SWL, ikinci secenek URS, >1cm ise URS veya SWL, distal üreter taş-larında boyut <10mm ise URS veya SWL, >1cm ise ilk seçenek URS ikinci seçenek SWL olarak önerilmektedir.İki cm'nin altındaki proksimal üreter taşlarının tedavisinde SWL ile URS'nin karşılaştırıldığı prospektif ve randomize bir çalışmada hastalar taş boyutuna göre gruplandırılmıştır (3). Çalışmanın sonucuna göre 1cm'den küçük üreter taşı olan hastalarda SWL ve URS aynı etkinlik ve güvenlikte bulunurken, 1-2 cm arası proksimal üreter taşlarının tedavisinde URS düşük ek tedavi ve yüksek başarı ile ön plana çıkmıştır. Ayrıca bu çalışmada taş kompozisyonunun SWL veya URS sonuçlarına etki etmediği ve taş boyutu ile komplikasyon oranının anlamlı bir birlikteliği olmadığı gösterilmiştir (3).Yapılan çalışmalarda distal üreter taşlarında da URS'nin başarı oranının SWL'ye göre daha iyi olduğu gösterilmiştir. SWL'nin etkinligini artırmak amacıyla supin pozisyonda; şok dalgalarının transgluteal olarak iskiadik foramenden geçerek üretere hedeflenmesiyle daha başarılı sonuçlar alın-dığı gösterilmiştir. Bu yöntemle taş-cilt mesafesi kısaltılmış, so...

show abstract

“…Rahman et al [4] reported that about two-thirds of OPN patients was accompanied by the presence of urinary stone. Other studies have reported that patients with a history of previous ureteral stone accompanied by sepsis had a mortality rate as high as 19%, if appropriate ureteral decompression were not performed [5]. Furthermore, if decompressive procedure was delayed due to the so-called "weekend effect," the mortality rate could be at risk of being elevated [6].…”

Section: Introductionmentioning

confidence: 99%

The Risk Factors of Recurrent Febrile Urinary Tract Infection within 1 Year in Urinary Stone Patients with Acute Obstructive Pyelonephritis

Lee

Yoon

et al. 2017

Urogenit Tract Infect

View full text Add to dashboard Cite

Purpose: To identify and evaluate the risk factors for the development of recurrent febrile urinary tract infection (fUTI) among patients with previous urinary stone and acute obstructive pyelonephritis (OPN). Materials and Methods:We retrospectively reviewed the medical records of 52 patients, who had urinary tract stones presented with OPN, between 2010 and 2015. Following their initial treatment, patients who were subsequently admitted with fUTI were included. Results: The mean age of patients was 62.2±14.6 years, and the mean follow-up duration was 26.0±20.39 months. Escherichia coli was found to be the dominating organism (68.2%, 15/22) in the initial urine culture. Patients were divided into two groups: The recurrent fUTI group (n=23) and the non-recurrent fUTI group (n=29). Between these two groups, significant differences were found with respect to diabetes history (recurrent group: 47.8% vs. non-recurrent group; 17.2%, p=0.018), stone location (kidney, 60.9% vs. ureter, 31.0%, p=0.031), and initially positive urine culture (60.9% vs. 27.6%, p=0.016). In a multivariate analysis, having an initially positive urine culture (95% confidence interval, 1.130-224.117; p=0.040) was identified as being an independent risk factor for developing recurrent fUTI. In a multivariate analysis, the initial laboratory test finding of acute renal insufficiency (ARI, p=0.019) and presence of a kidney stone (p=0.022) were significant factors associated with a newly-diagnosed-positive urine culture diagnosis. Conclusions: Having an initially positive urine culture was a significant risk factor for the development of recurrent fUTI in urinary stone patients with acute OPN. In addition, repeated urine tests were also needed in patients with ARI or renal stones during the follow-up period.

show abstract

Surgical Decompression is Associated with Decreased Mortality in Patients with Sepsis and Ureteral Calculi

Abstract: Absent surgical decompression is associated with higher odds of mortality in patients with sepsis and ureteral calculi. Further research to determine predictors of surgical decompression is necessary to ensure that all patients have access to this life saving therapy.

Cited by 86 publications

References 13 publications

Long-Term Results after Acute Therapy of Obstructive Pyelonephritis

Long-Term Results after Acute Therapy of Obstructive Pyelonephritis

Üreter Taşlarının Minimal İnvaziv Tedavisi

The Risk Factors of Recurrent Febrile Urinary Tract Infection within 1 Year in Urinary Stone Patients with Acute Obstructive Pyelonephritis

Contact Info

Product

Resources

About