J. M. Coetzee’nin 1986 yılında yayımladığı ve Defoe’nun Robinson Crusoe adlı romanının yeniden yazımı olan Foe (Düşman) adlı romanı sömürgecilik, beyaz olmayan halkların üzerinde kurulan egemenlik ile hayvanlar üzerinde kurulan egemenliği birlikte harmanlar. Romanda bu konuları bir araya getiren figür; bir yandan sömürgeleştirilen insanı, bir yandan da hayvanı temsil eden dilsiz ve bu nedenle öykü-süz Friday (Cuma) karakteridir. Sadece insana özgü bir iletişim aracı olarak görülen dil, insanın hayvan üzerinde kurduğu egemenliği ve bunun sonucunda gelişen şiddet biçimlerini meşrulaştırmak üzere kullanılmaktadır. Ancak dil bir taraftan da dışarıya çıkış olanağı bırakmayan kapalı bir sistem, bir hapishane olarak görülmeye başlanmıştır. Bu nedenle onun dışında olmak, insanın hayvandan ayrılırken geride bıraktığı özgürlük anlamına da gelir. Defoe’nun Crusoe’su hem Cuma hem de insan-dışı doğa üzerindeki egemenliğini, dile ve öyküye egemen olmakla kurarken Coetzee’nin Cruso’su, insan-dışı hayvanlar üzerindeki egemenliğini, dilden ve öykülemekten vazgeçerek geride bırakır. Cruso, öykülerin egemenlik için yarışmadığı, sınırların olmadığı bir yerin hayalini kurar. Bu nedenle Düşman romanındaki Cruso ve Cuma arasındaki ilişki, insan ve hayvanın cennetten kovuluş öncesindeki birlikteliğine ve özgürlüğe geri dönüşe işaret eder.