Hiperamilazemi genellikle malign epitelyal tümörlerle karşımıza çıkmakla birlikte, nadir de olsa nonepitelyal tümörlerden multipl miyelom (MM)'da da görülebilmektedir. Bu olgu sunumunda; 50 yaşında MM tanısı almış, takiplerinde hiperamilazemi saptanmış ve kötü prognoz göstermiş olan erkek hasta anlatılmaktadır. Hastaya IgG-lambda tipi evre IIIA MM tanısı konduktan sonra kemoterapi planı yapıldı. Üç kür kemoterapi tedavisi sonrasında nefes darlığında artış, karın ağrısı ve baş ağrısı nedeniyle kliniğimize başvurdu. Şikayetlerinin ve semptomlarının hiperviskoziteye bağlı olduğuna karar verilmesi üzerine acilen plazmafereze alındı. Hiperviskoziteyle karşılaşılması hastalık progresyonu olarak değerlendirildi, hasta sistemik değerlendirilmeye alındığında abdomende yeni ortaya çıkan kütle (plazmositom) saptandı. Aynı zamanda hastanın biyokimyasal parametrelerinde karın ağrısı nedeniyle pankreatik patolojiler akılda tutularak bakılan amilaz düzeyindeki yüksekliğin bu duruma eşlik ettiği görüldü. Hiperamilazemi etyolojisi açısından hasta değerlendirildiğinde; serum lipazının normal olduğu saptandı. Hastada hiperamilazemi yapabilecek diğer hastalıklar dışlandı. Hastada yeni lezyon olması nedeniyle yeni tedavi planlandı fakat hasta bu süreç başlayamadan pnömoni nedeniyle kaybedildi. Amilaz düzeyindeki artışın hastalığın progresyonu ile ilişkili olduğu fakat kütlenin boyutundan bağımsız olduğu görüldü. Hiperamilazeminin tam olarak mekanizması aydınlatılmamış olup, paraneoplastik bir sendrom olabileceği düşünülmektedir. Özellikle kötü prognoz gösteren hastalarda amilaz sekrete eden MM'ler göz önünde bulundurularak rutin biyokimya bakılması esnasında amilaz değerlerine bakılması düşünülebilir. Literatür tarandığında ve yeni olgular bildirildikçe; amilaz; gelecek yıllarda MM hastalarının takibinde kullanılacak yararlı bir noninvaziv marker olarak karşımıza çıkabilir.