Metinlerarasılık, her yazarın kendinden önce yazma işini üstlenmiş ustaların eserlerinden edindiklerine kendi metinlerinde açık ya da kapalı bir şekilde yer vermesi olarak tanımlanabilir. Aslında her yazar, yazmaya başlamadan önce etkilendiği, sevdiği yazarı okumakla başlamıştır yazarlık serüvenine. Okudukları onu şekillendirmiş, okuduklarından öğrendiklerini kendi süzgecinden geçirerek üslubunu, izleyeceği rotayı belirlemiştir. Yazın dünyası için yazılmış olan her metin bir başka metnin izlerini taşımaktadır. Metinlerarasılık kavramında sıkça başvurulan Yeniden Yazmak, bir yazarın başka bir yazara ait bir metni, altmetinleştirerek, yeni bir bağlamda, yeni bir okur kitlesi için, yeni işlevlerle, yeni amaçlarla dönüştürerek yeniden yazması işlemidir. Yeniden yazma eyleminin Antik Çağ’dan beri farklı biçimlerde karşımıza çıkan bir eylem olduğu ve bir yazarın bir ana-metni, bir başka yazara ait olan bir alt-metni yeni bir bağlamda, yeni işlevlerle ve yeni bir okur kitlesi için yeniden yazarak dönüştürmesi olduğu söylenebilir. Araştırmada, tarama modellerinden biri olan betimsel tarama modeli kullanılmıştır. Bu bağlamda çalışma, Euripides’in örneklem olarak seçilen İphigenia Tauris’te ve Helena adlı eserleri ile ilgili verileri, literatür taraması yaparak toplamayı ve doküman analizi tekniğiyle elde edilen bulguları karşılaştırarak verilerin analizini yapmayı amaçlamaktadır. Euripides’in söz konusu tragedyalarını yazarken öncülleri olan Homeros ve Heredotos’tan alıntılar yaptığı ve bu alıntılar sayesinde eserlerini efsaneleri yeniden yazma suretiyle oluşturduğu böylelikle geçmiş dönemlere ait sözlü metinleri yeniden yazarak kendi dönemine taşımış olduğu örneklerle saptanmıştır. Sonuç olarak Euripides’in, Metinlerarasılık teriminin kullanılmaya başlandığı 20. yüzyıldan yaklaşık 2500 yıl önce söz konusu kavramı pratikte kullanmış olduğu örnek eserlerden yapılan alıntılarla belirtilmiştir.