GİRİŞDiş çürüğü, insanoğlunu tarih öncesi çağlardan beri etkileyen, modern zamanda ise yaygınlığı önemli derecede artmış olan, dünyanın en yaygın kronik hastalıklarından birisidir. Diş çürüğündeki bu artış tüketilen gıdaların rafine hale gelmesi ve beslenme değişiklikle-rinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, diş hekimliğinde antimikrobiyal ajanların kullanımı, çikletlerin kullanımı, pit ve fissür örtücüler ve diğer invaziv olmayan restoratif uygulamalar gibi çürük önleyici girişim-lere ilgi artmıştır.1 Günümüz teknolojisinde izlenen gelişmelerin; hastalıkların erken tanı ve teşhisine imkan vermesi; diş sert dokularının en sık görülen hastalığı olan diş çürüğünün tedavisi ile ilgili yaklaşımlarda ciddi değişikliklere neden olmuş ve non-invaziv koruyucu uygulamaları ön plana çıkarmıştır. Çürük riski yüksek bireylerde öncelikle enfeksiyonun durdurulması ve bunu takiben henüz kavitasyon oluşmamış, demineralizasyona uğramış mine dokusunun remineralizasyonu ve doku kaybına neden olmadan restorasyonu önem kazanmıştır.2 Günümüzde, diş hekimliği uygulamalarında fonksiyon ve fonasyonun yanısıra doğal diş estetiğinin hastaya yeniden kazandırılması da ön plana çıkmakta-dır.3 Çünkü, günümüz çağdaş insanı dişlerin estetik öneminin fazlasıyla farkındadır. Gelişmiş ülkelerdeki yaşayan toplumlarda ise estetiğin neredeyse fonksiyonun önüne geçtiğini bile söylemek mümkündür. Bu bağlamda insanlar düzgün dizilmiş, beyaz renkli, doğal görünümlü dişlere sahip olmak için diş hekimlerine sık-lıkla başvurmaktadırlar. Estetik görüntüyü bozan rengi değişmiş dişler kişinin sosyal ve psikolojik yaşamını olumsuz etkilemektedir. 4 Ön grup dişlerdeki yaygın çürükler, diastema ve çapraşıklıklar, hipoplaziler, florozis gibi anomaliler, renklenmiş, aşınmış ve kırılmış diş-ler hastalarda estetik problemler yaratmaktadır.
3Bu estetik sorunları gidermede, diş ve dişeti sağlı-ğını korumak diş hekiminin temel kaygısı olmuştur. Bu nedenle, estetik açıdan sorunlu dişlerde tedavi planı yapılırken, en az doku kaybı ile en iyi klinik başarı sağla-yacak koruyucu ve restoratif yöntemlere sıklıkla başvurulmaktadır. Beyaz nokta lezyonlarının giderilmesinde yeni bir yöntem, rezin infiltrasyon tekniği: olgu bildirimi