Hipertansiyon, son dönem böbrek yetmezliği (SDBY) hastalarında oldukça yaygın görülen bir klinik problemdir. Buna karşın bu hastaların etkin kan basıncı kontrolünden çoğu zaman uzak olmasının önemli bir sebebi, bu hasta grubunda hipertansiyon fizyopatolojisinin karmaşık, multifaktoriyel ve az anlaşılmış olmasından kaynaklanmaktadır. Hemodiyaliz hastalarındaki hipertansiyonun patogenezinde majör risk faktörlerinden ikisi, artmış ekstrasellüler volüm ve sodyum alımıdır. Buradan yola çıkarak terapödik hedefin anahatları da bu etyopatogenez çerçevesinde belirlenmelidir. Bulgular SDBY hastalarında sodyum yüklenmesinin, volüm yüklenmesi ve hipertansiyonla paralel seyrettiğini düşündürmektedir. Bu durum sodyumun, hipertansiyon için kilit bir rol oynadığını ve tedavinin yönetiminde esas uğraşı alanının antihipertansif ilaç desteği değil, tuz kısıtlaması ve gereğinde ek ultrafiltrasyon desteğinin olması yönündeki mücadelenin merkezi rolünü düşündürmektedir.Hypertension is a common clinical problem among patients with end stage renal failure. Because physiopathology of hypertension in these patients is multifactorial, complicated and less understood, effective blood pressure control usually cannot be achieved in this population. Major two risk factors in the pathogenesis of hypertension in patients receiving hemodialysis treatment are extracellular volume and dietary sodium intake. Therapeutic targets should be determined according to etiopathogenesis. There is increasing number of evidence indicating sodium intake in patients with end stage renal failure is related to volume overload and hypertension. Because sodium plays a key role in hypertension development among these population, salt restriction and additional ultrafiltration, if necessary, should be the mainstay of the antihypertensive treatment instead of antihypertensive drugs.Anahtar Kelimeler: Son dönem böbrek yetmezliği, hipervolemi, sodyum.
Keywords:End stage renal disease, hypervolemia, sodium.
Son dönem böbrek yetmezliğinde hipertansiyonHipertansiyon, son dönem böbrek yetmezliği (SDBY) hastalarında oldukça yaygın olarak görü-len en önemli klinik problemlerden birisidir. Bu popülasyonda ölümlerin önde gelen nedeni kardiyovasküler hastalıklardır (% 50-70) ve hipertansiyon, kardiyovasküler komplikasyonlar için anlamlı bir risk faktörüdür (1). Yapılan çeşitli epidemiyolojik çalışmalarda, hemodiyaliz hastalarındaki hipertansiyon oranının % 70 ile % 90 arasında değiştiği bildirilmektedir (2).1238 kronik hemodiyaliz hastası ile yapılan geniş bir kesitsel çalışmada, olguların diyaliz öncesi sistolik kan basıncı ortalaması 152 ± 25 mm Hg olarak saptanmıştır (3). JNC VII raporunda bildirilen normal değerler göz önünde bulundurulduğunda, bu hastaların %30' undan daha azında normal kabul edilebilecek kan basıncı değerleri mevcuttur. Hipertansiyonun, son dönem böbrek yetmezliğinde artmış mortalite ve morbidite için bağımsız bir risk faktörü olduğu bilinmektedir (4). Buna karşın bu hasta grubu, etkin kan basıncı kontrolünden çoğu zaman yoksundur ve kontrolsüz hip...