Abstract:Reklam Endüstrisinin Topografyası:Bu çalışma ulusal ve uluslararası reklam endüstrisini, bir diğer ifadeyle reklam endüstrisinin üretim dinamiklerini konu edinmektedir. Çalışma, ekonomi politik bir yöntemle mülkiyet, yoğunlaşma ve denetim gibi kavramları reklam endüstrisi üzerinden ele almaktadır. Böylelikle çalışma tarihsel ve bütüncül bir bakış açısıyla reklam endüstrisine dair topografya oluşturmayı hedeflemektedir. Ayrıca uluslararası ağların göreli üstünlüğü ile oluşan bu görünümde, reklam kavramı giderek… Show more
Özİnsanoğlunun en kadim eğilimlerinden bir tanesi içinde yaşadığı tarihi-sosyal organizasyonların ve onun şartlarının sonsuza kadar süreceğine inanmasıdır. Bu noktada, yalnızca Marks ve onun gibi toplumsal değişimin sürekliliğine inanan bir avuç sosyal bilimci zamanının ruhunu aşmayı başarabilmiştir. Ancak özellikle kapitalist büyümenin gerçekleştiği dönemlerde Marks'ın öğretisi yoğun eleştirilere maruz kalarak zamanın gerisinde kaldığı iddiasıyla itham edilmektedir. Fakat ironiktir, kapitalizmin kriz dönemlerinde de hiçbir sosyal bilimcinin Marks kadar haklılığı vurgulanmamıştır. Yani kapitalizmin konjonktürel dalgalanmaları yığınların Marks'a yaklaşımını etkilemektedir. Dolayısıyla bu çalışmada Marks'ın öğretisinin güncelliği meselesi Marks'a devrevi ve konjonktürel yakınlaşmalardan/uzaklaşmalardan ayrı bir şekilde ve sermaye üzerinden incelenmiştir. Bu çerçevede çalışmanın ilk bölümünde Marksist sınıf tasnifine ve kısmen emeğin günümüzdeki konumlanmasına yer verilmiş; ardından da sermayenin kendisini güçlü kıldığını sandığı ve fakat onun zayıf yanlarını da oluşturan nitelikler ele alınmıştır. Çalışmanın sonuç bölümünde ise sermayenin bu güçlü ve fakat aslında zayıf egemenliğinde norm koyucu bir işlev gören neoliberalizmin üzerinde durulmuştur.
AbstractOne of the most perminent tendency of mankind is that to believe the historicalsocial environment in which he lives and its circumstances will last forever. At this point only a few social scientists who believe in the continuity of social change, just like Marx, have Bu makale için önerilen kaynak gösterimi (APA 6. Sürüm): Avcı, Y. & Ateş, D. (2019). Marks'ın sınıf tasnifi ve günümüz kapitalizminde sermayenin değişmeyen nitelikleri. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 21 (2), 555-583.
Özİnsanoğlunun en kadim eğilimlerinden bir tanesi içinde yaşadığı tarihi-sosyal organizasyonların ve onun şartlarının sonsuza kadar süreceğine inanmasıdır. Bu noktada, yalnızca Marks ve onun gibi toplumsal değişimin sürekliliğine inanan bir avuç sosyal bilimci zamanının ruhunu aşmayı başarabilmiştir. Ancak özellikle kapitalist büyümenin gerçekleştiği dönemlerde Marks'ın öğretisi yoğun eleştirilere maruz kalarak zamanın gerisinde kaldığı iddiasıyla itham edilmektedir. Fakat ironiktir, kapitalizmin kriz dönemlerinde de hiçbir sosyal bilimcinin Marks kadar haklılığı vurgulanmamıştır. Yani kapitalizmin konjonktürel dalgalanmaları yığınların Marks'a yaklaşımını etkilemektedir. Dolayısıyla bu çalışmada Marks'ın öğretisinin güncelliği meselesi Marks'a devrevi ve konjonktürel yakınlaşmalardan/uzaklaşmalardan ayrı bir şekilde ve sermaye üzerinden incelenmiştir. Bu çerçevede çalışmanın ilk bölümünde Marksist sınıf tasnifine ve kısmen emeğin günümüzdeki konumlanmasına yer verilmiş; ardından da sermayenin kendisini güçlü kıldığını sandığı ve fakat onun zayıf yanlarını da oluşturan nitelikler ele alınmıştır. Çalışmanın sonuç bölümünde ise sermayenin bu güçlü ve fakat aslında zayıf egemenliğinde norm koyucu bir işlev gören neoliberalizmin üzerinde durulmuştur.
AbstractOne of the most perminent tendency of mankind is that to believe the historicalsocial environment in which he lives and its circumstances will last forever. At this point only a few social scientists who believe in the continuity of social change, just like Marx, have Bu makale için önerilen kaynak gösterimi (APA 6. Sürüm): Avcı, Y. & Ateş, D. (2019). Marks'ın sınıf tasnifi ve günümüz kapitalizminde sermayenin değişmeyen nitelikleri. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 21 (2), 555-583.
Medya ve eğlence sektöründe şirketlerin büyüme stratejilerinden en önemlilerinden biri birleşme ve satın almalardır. Neo-liberal politikalarla gelen 'büyük olmak iyidir' mottosu her zaman iyi sonuçlar vermese de medya şirketleri bugün teknoloji şirketlerini, eğlence platformlarını hedefleyerek ölçek ekonomilerindense kapsam ekonomilerine yönelerek büyümeyi sürdürmektedir. Bu araştırma 2011-2021 arası Türkiye’de medya ve eğlence sektöründeki birleşme ve satın almalardaki eğilimleri geleneksel medya, reklamcılık ve yeni içerik ya da analiz platformları, yaratıcı platformlar yönünden analiz etmiş; geleneksel medyadaki işlemlerin çoğunun el değiştirmelerden ibaret olduğu; reklamcılık sektörünün uluslararası alanla bütünleşmeyi sürdürdüğü, yeni platformların ise yatırım sermayesi çekerek cazip hale geldiği ortaya çıkmıştır. Birleşme ve satın almalar, pazarın yoğunlaşmasına sebep olduğu, rekabeti kısıtladığı, çoğulculuğu engellediği gerekçeleriyle kaygı yaratmaktadır. Araştırmada seçilen üç örnek üzerinden bu işlemlerin sonuçları tartışılmış; günümüzdeki denetleme mekanizmalarının yetersiz kaldığı, siyasi çoğulculuk ve kültürel çeşitliliği gözetmediği ortaya konulmuştur.
Although the advertising industry seemingly welcomes women globally, strong horizontal segregation resulting in the feminization of specific departments exists alongside glass ceiling and sticky floor issues. Thus, it is essential to explore how women negotiate their existence through gendered work experiences in organizations. This paper focuses on how women managers experience gender roles in advertising agencies in a developing country. As a developing country integrated into global capitalism, Turkey's advertising industry is mainly made up of international network advertising agencies. Tracing women's growing place in advertising is important for presenting a model for gender equality and women's rights in developing countries. Through an interpretive phenomenological analysis of interviews with 15 women managers with more than 15 years of advertising agency experience, the study finds that women who are in managerial positions in ad agencies tend to define themselves as a manager rather than a woman. In order to become ideal workers, they embrace the hegemonic masculinity and ambivalent sexism within the heteronormative matrix as they learn to perform unfemininity. They choose not to contest gender meanings and categories that function as disempowering and marginalizing elements for women.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.