Prenatal diagnosis and perinatal outcome of congenital dacryocystocele: a large case series

Abstract

Congenital dacryocystocele can be diagnosed by prenatal ultrasound. Such lesions typically resolve spontaneously in utero or in the early neonatal period. Thus, it should be considered as a developmental variant rather than a structural birth defect.

Congenital dacryocystocoele with prenatal diagnosis

“…It is a benign lesion that typically resolves spontaneously in utero or in the early neonatal period,2 3 as in this case. Doppler ultrasound is a non-invasive method used to reliably distinguish dacryocystocoeles from other pathological conditions, such as haemangioma, dermoid cyst and nasal glioma 1 2. Dacryocystocoeles typically present as firm bluish swellings inferomedial to the medial canthus 1 2.…”

“…Doppler ultrasound is a non-invasive method used to reliably distinguish dacryocystocoeles from other pathological conditions, such as haemangioma, dermoid cyst and nasal glioma 1 2. Dacryocystocoeles typically present as firm bluish swellings inferomedial to the medial canthus 1 2. Associated clinical complications, including dacryocystitis, periorbital cellulitis and respiratory distress, require systemic antibiotics or surgical management 1–3.…”

Prenatal diagnosis of unilateral dacryocystocele: A rare case report

“…This fetal development explains why the early diagnosis is not possible in most cases, because this anomaly is not fully formed during detailed USG examination at the 18-22 weeks of gestation. Most of the cases in the literature have been diagnosed between 30 and 32 weeks 5 . In our case, we diagnosed the dacryocystocele at the 29 th week in accordance with the literature.…”

The Effect of Mothers' Knowledge of and Practice Towards Oral Health on the Dental Health of Children under Five: A Comparative Cross-sectional Study

“…Mikrobiyal dental plağın diş yüzeyleri üzerinde birikmesi ve etkili bir şekilde uzaklaştırılamaması sonucunda, içeriğindeki mikro organizmalar toksik ürünleri ile ağız sağlığının bozulmasına ve diş çürüklerine neden olmaktadır. [4][5][6][7][8][9] Ağız sağlığının bozulmasında önemli rol oynayan diş çürükleri, Batı ülkelerinde önemli ölçüde azalmış olmasına rağmen, hâlen birçok ülkede okul öncesi dönemdeki çocuklarda diş çürüklerinin görülmesi önemli bir halk sağlığı sorunu olarak kabul edilmektedir. 4 Erken çocukluk çağı çürükleri (EÇÇ) önlenebilir bir durum olmasına rağmen, 71 aylık ve daha küçük çocuklarda gözlenen bir ya da daha fazla çürük, çürüğe bağlı kaybedilmiş diş veya dolgulu diş yüzeyi olarak tanımlanmaktadır.…”

“…Ancak, diş çürüğü oluşumunda uzun süreli biberon kullanma alışkanlığının yanı sıra, birçok faktörün rol oynaması nedeni ile küçük yaş grubunda görülen bu çürüklere EÇÇ denilmektedir. [5][6][7][8] EÇÇ, hem gelişmekte olan hem de sanayileşmiş ülkelerde ön plana çıkan önemli bir sağlık sorunudur. [8][9][10][11][12][13] DSÖ, oral hastalıkların prevalansının coğrafi bölgelere ve oral sağlık hizmetlerinin ulaşılabilirliğine göre değiştiğini, özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde ve tüm ülkelerin yoksul grup-larında ve göçmenlerde oral hastalık prevalansının giderek arttığını vurgulamaktadır.…”