Çalışmada Covid-19 salgınının Türkçe öğretmeni adaylarının okumaya yönelik ilgi ve tercihlerini etkileme durumunu belirlemek amaçlanmaktadır. Araştırmada tarama modeli kullanılmış, veriler araştırmacılar tarafından geliştirilen anketle toplanmıştır. Çalışmada katılımcıların salgın öncesi ve sonrasında/her iki dönemde de kitap okumayı sevdikleri, okuma alışkanlığına sahip olduklarını düşündükleri, genellikle hoşlandıkları için kitap okudukları saptanmıştır. Katılımcıların kitap okumaya daha çok vakit ayırmalarına engel olan etkenin “derslerin yoğunluğu” olduğu, katılımcıların genel olarak orta düzeyde okuyan okuyucu olduğu, “edebi eserler”i okumaktan hoşlandıkları, kitap seçimlerinde “konu” ve “yazar” faktörünün daha çok etkili olduğu belirlenmiştir. Öğretmen adaylarının, okuyacakları kitapları salgın öncesi dönemde genellikle “kitapçıdan”, salgın sonrası dönemde ise “internetten” satın almayı tercih ettikleri görülmüştür. Kütüphane kullanma alışkanlığı olan ve okuyacağı kitaba ulaşmakta sıkıntı çeken katılımcıların oranının salgın sonrası dönemde arttığı tespit edilmiştir. Katılımcılar, “okuma kültürü”ne sahip olmanın meslekleri için gerekli olduğunu düşünmektedir. Öğretmen adayları, teknolojik gelişmelerin okuma kültürünü olumsuz, salgının ise olumlu etkilediğini ifade etmişlerdir. Katılımcılar, okuma kültürünün geliştirilmesi için sundukları önerilerde; kullanılacak metinlerin nitelikli, çocuğa göre eserler olması, aile ve okul ortamında okuma saatleri düzenlenmesi vb. noktalar üzerinde durmuşlardır. Bağımlı örneklem T testi sonuçlarına göre; kitap okumayı sevme, okuma alışkanlığına sahip olma ve yılda okunan kitap sayısına göre salgın öncesi ve sonrası dönemler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamaktadır. Buna karşın katılımcıların kütüphane kullanma alışkanlığının salgın sonrasında olumlu yönde değiştiği, salgın sonrası lehine istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunduğu görülmüştür. Ayrıca, salgının okunacak kitaba ulaşma konusunda olumsuz etkisi olduğu, bu konuda salgın öncesi ve sonrası dönemler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu saptanmıştır.