Özet Kur'ân-ı Kerîm'de birçok yerde zikri geçen "katl" kavramı, İslâm Hukukunda kasten, kasta benzer ve hataen öldürme gibi başlıklar altında incelenmiş ve bu kavrama sistematik bir yapı kazandırılmıştır. Geniş anlamda bir kullanımı olmakla birlikte "katl" kavramı İslâm Hukukunda çok özel bir tarzda ele alınmış, katle sebep olan fiillerin mahiyeti doğrultusunda farklı katl türlerinden bahsedilmiştir. Ölümde olduğu gibi katl'de de ruhun cesetten ayrılması söz konusudur. Ne var ki bu durum bir başkası tarafından gerçekleştirildiğinde katl; hayatın kendiliğinden sona ermesi durumunda ise "mevt" diye ifade edilmiştir. İslâm hukukçuları, birinin diğeri üzerinde herhangi bir fiili söz konusu olmaksızın hayatın kendiliğinden sona ermesini, yani "mevt'i" katl olarak değerlendirmemişlerdir. Öldürme anlamına gelen katl kavramı, haksız yere birini öldürme anlamına geldiği gibi, kişinin kendini öldürmesini, haklı gerekçelerle meydana gelen öldürmeleri, hataen vuku bulan öldürmeleri ve Allah yolunda öldürülmeyi/şehitliği de ifade eder. Hangi türden olursa olsun meydana gelen öldürmelerin ortak noktası, birinin hayat bütünlüğünün müessir bir fiille ortadan kaldırılmasıdır. Bu açıdan bakıldığında akla: "Nasıl olur da neticesi aynı olan bu fiillere farklı hükümler bağlanmıştır?" şeklinde bir soru gelebilir ki bu sorunun cevabını, kanun koyucunun hükümleri koymadaki maksatlarını/gâyelerini ifade eden bir kavram olan "makâsıd" çerçevesinde aramak daha doğru olacaktır. İslâm Hukukunda "makâsıdu'ş-şerîa", gâye probleminin ele alındığı bir disiplindir. Hükümlerin konulmasındaki hikmetlerin ilmi olarak da ifade edilen bu kavram, Şâri'nin kullarının hem dünyada hem de ahirette mutlu olmaları için tayin ettiği hükümlerin gâyelerini, esas ve ilkelerini kavrama ilmi anlamına gelmektedir. Bu çalışmada katl konusunun makâsıd açısından ele alınmasının nedeni, aynı fiil hakkında farklı amaçların gözetilmiş olabilmesidir. Bu yüzden bir fiil işlendiğinde, bu fiilin kendilerine fayda sağlaması yönünde bir beklenti içinde olanlara menfaat sağlayacakken, işlenmesini istemeyenler için de zarar sayılacaktır. Allah'ın emrettiği şeylerin bir maslahattan dolayı emredildiği; yasakladığı şeylerin de bir mefsedet gerektireceği için yasaklandığı dikkate alındığında muhtelif katl türlerinin bu gayeler ile önemli bir ilgisinin olduğu gözlenecektir. Örneğin Şâri', kişinin başkalarını haksız yere öldürmesi ile kendini öldürmesini yasaklanmışken, Allah yolunda öldürme ve öldürülmeleri teşvik etmiş, bir hak gereği icra edilen öldürmeleri meşru görmüş ve kısas ile ilgili birtakım hükümler tayin etmiştir. İşte bu çalışma, muhtelif öldürme türlerini Şâri'in gâyeleri açısından incelemeyi hedeflemektedir.