Çağdaş toplumlarda tüm bireylerin eğitim-öğretim hizmetlerine adaletli bir şekilde erişimi esastır. Bu bireylerin okula erişimleri sağlandıktan sonra bireysel gereksinim ve farklılıklarının göz önüne alınarak eğitim-öğretim hizmetlerinin gerçekleştirilmesinin bireysel ve toplumsal gelişimde kritik öneme sahip olduğunu söylemek mümkündür. Okul dışında oluşan ve okulun içinde de varlığının etkileri hissedilen sosyo-ekonomik farklılıklar, engellilik, dil ve kültür farklılıkları vb. unsurların eğitim-öğretim hizmetlerinin niteliğini etkilediği söylenebilir (Domina, Penner ve Penner, 2017; Johansson ve Höjer, 2012). Halbuki, eğitimde fırsat eşitliği olarak dile getirilen ve son dönemlerde birçok araştırmacının ilgisini çeken kavram, öğrencilerin eğitim-öğretim faaliyetlerine erişimlerinin ötesinde, mevcut potansiyellerinin gelişimini de desteklemeyi hedeflemektedir (Kirk, Gallagher ve Coleman, 2017;Gorard, 2015). Buradan hareketle, eğitim-öğretim faaliyetlerinde tüm öğrencilere benzer imkânların sağlandığı toptancı yaklaşımlardan ziyade, her