Düzenlendikleri ilk günden itibaren EXPO’lar, kentlerin tarihlerinde önemli izler bırakan etkinlikler olmuşlardır. İlk sergi olan 1851 Londra Dünya Sergisinden başlayarak dört farklı kategoride düzenlenen EXPO’ların çoğu miras niteliğinde vurgularla anılmaktadır. Hatırlanabilir olmalarının yanı sıra birer deneysel alan olan sergiler, mimarlığın da içinde bulunduğu pek çok alan için arayışın yeri olmuştur. Yeni buluşların tanıtıldığı, dönemine göre yenilikçi bir tavrın sergilendiği, günümüzde kentlerin ve ülkelerin sembolü haline gelen ikonik yapıların üretildiği sergiler, uluslararası arenada birer gösteri mekânı halini almışlardır. Edinilen deneyimle birçok kent, sonrasında başka büyük organizasyonlara da ev sahipliği yapma fırsatına sahip olmuşlardır. EXPO’ların belki de en somut mirası kente bıraktığı mimari eserlerdir. Bu çalışma 1851 Büyük Sergiden günümüze kadar düzenlenmiş EXPO etkinliklerinin kentlere ve uluslara sağladığı mimari katkıları ortaya koymaya çalışmıştır. Yapısal ve mimari yenilikler, konut çalışmaları ve ikonik yapılar olmak üzere üç başlıkta incelenen bu katkılar düzenlenmiş Sergiler üzerinden anlatılarak tartışmaya açılmıştır.