İnsan kaynaklı ekolojik ayak izi, dünyanın taşıma kapasitesinin üzerine çıkmakta ve gelecek kuşakların yaşamlarını tehdit etmektedir. Ekolojik ayak izinin olumsuz etkisini azaltmak üzere politikalar geliştirilmesi ve fırsatlar yaratılması son derece önemlidir. Ekolojik ayak izinin kapsamı diğer çevre değişkenlerine göre daha geniştir ve literatürde henüz az sayıda çalışmaya konu olmuş bir kavramdır. Bu çalışmada insan faaliyetleri ile çevre ilişkisini açıklamaya yardımcı olan STIRPAT modeli ile ekolojik ayak izi kavramı bir araya getirilmiş, Türkiye’de insanın doğaya olumlu ve olumsuz etkisi analiz edilmeye çalışılmıştır. Türkiye’de 1973-2021 yılları arasında kişi başına düşen GSYİH, nüfus, enerji kullanımı, yeşil teknoloji patentleri ve ihracat ile ekolojik ayak izi arasındaki ilişki ARDL sınır testi ile incelenmiştir. Analiz sonuçları, değişkenler arasında uzun dönemli ve istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğunu göstermektedir. Bulgulara göre, kişi başına düşen GSYİH, nüfus ve enerji kullanımı ekolojik ayak izini artırmakta, yeşil teknoloji ve ihracat ise azaltmaktadır. Türkiye’nin son dönemde Paris Anlaşması’nı imzalayarak nötr karbon hedefi belirlediği ve Avrupa Yeşil Mutabakatı’na yönelik kriterleri uygulamaya başladığı dikkate alındığında, amaca uygun çevre politikalarına ihtiyacın arttığı görülmektedir. Bununla birlikte, Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum politikalarının Türkiye’de sürekli artan ekolojik açığın azaltılmasına katkı yaraması da mümkündür. Çalışmadan elde edilen bulgulara göre Türkiye’de ekolojik ayak izinin azaltılması için tüketicinin çevre bilincinin artırılmasına, enerji verimliliğinin sağlanmasına, ihracatta ise çevre hassasiyetine ve yeşil teknoloji kullanımına ihtiyaç olduğu söylenebilir.