1980’li yıllardan itibaren geçerli olan ‘Yeni Dünya Düzeni’, başta ekonomik olmak üzere sosyal, siyasi ve kültürel yapıdaki birçok değişimi barındırmaktadır. Teknolojik gelişmeler ile ortaya çıkan inovasyon süreci ise küresel çapta yaratılan fırsatlar ve beraberinde getirdiği tehditler ile bu Yeni Dünya Düzeninin sınırlarını çizmektedir. İnovasyonun etkilerinin yaratıcı mı yoksa yıkıcı mı olduğu üzerine farklı argümanlar ortaya atılmakla birlikte, etkilerinin daha çok öngörülemez olması bu konu hakkında fikir birliğine varmayı zorlaştırmaktadır. Bunun en iyi örneklerinden biri ise istihdam üzerindeki iki yönlü etkisidir. Nitekim ürün inovasyonunun verimliliği arttıracağı ve yeni iş kolları yaratarak işsizliği azaltacağı, süreç inovasyonunun ise hızla değişen teknolojiye karşı beceri, organizasyon ve teknolojiye adaptasyon eksikliği ile işsizliği arttıracağı genel kanısı hakimdir. Bu çalışmada küresel ekonomilerde inovasyonun yarattığı fırsatların yanı sıra, tehditlerin incelenmesi amacıyla Küresel İnovasyon Endeksi (KİE) ile işsizlik arasındaki ilişki İki Aşamalı Genelleştirilmiş Momentler (GMM) Tahmincisi kullanılarak test edilmiştir. Çalışmada KİE’nin en yüksek olduğu ilk 25 ülkenin 2009-2021 yılları arası verileri kullanılmış olup, sonucunda toplam işsizlik ile brüt sermaye yatırımları ve kişi başına GSYİH oranı arasında negatif ve anlamlı, KİE ile toplam işsizlik arasında ise pozitif ve anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Bu sonuç inovasyon sürecinin işsizliği arttırdığının bir kanıtıdır. Son olarak yapılan Granger panel nedensellik test sonuçlarına göre KİE ve brüt sermaye yatırımları ile toplam işsizlik arasında çift yönlü nedensellik ilişkisi olduğu tespit edilmiştir.