“…Öte yandan, gerçekleşen depremin büyüklüğünün önceden göz önüne alınan en kötü senaryoları aşan özellikte olması ve dolayısıyla önlemlerin bu deprem büyüklüğüne göre düşünülmemesi, yetkili kuruluş Japonya Meteoroloji Ajansı tarafından depremden hemen sonra yapılan ilk tahminlerin gerçekleşen afet boyutuna kıyasla çok daha düşük ölçekte olması [14] ve bazı kıyı bölgelerinde yapılan tsunami uyarılarına rağmenoransal olarak az da olsa-bazı insanların panik ve trafik sıkışıklığı gibi nedenlerle tahliye olamaması temel sebepleriyle afetin meydana getirdiği can ve mal kaybı çok büyük olmuştur. Birçok araştırmacıya göre [2,4,5,15,16] alınan önlemler, afetin etkilerini tümden ortadan kaldıramasa da hayatını kaybedenlerin sayısını azaltmış, bölgede yaşayan insanların tahliyesi için daha fazla süre kazandırmıştır. Erken uyarı sisteminin -tsunami büyüklüğünü doğru tahmin edememesine rağmen-hızlı bir şekilde çalışması ve bölgede yaşayan Japon halkının afetler konusunda deneyimli ve eğitimli olması gibi sebeplerle hemen her mahallesi tsunami baskınına uğramış olan kıyı şehirlerinin (örnek olarak Taro, Miyako, Yamada, Kamaishi, Otsuchi, Onagawa, Rikuzentakata, Kesennuma, Arahama) nüfusunun %88'i kurtulmuştur [16,17].…”