İdare İlkesi̇ Ve İdareni̇n Sükûtu: Sorunlu Bi̇r İli̇şki̇

Abstract

Avrupa Hukukunda iyi idare ilkesi, kamu kurum ve kuruluşlarıyla muhatap olan birey bakımından birden çok hakkı içeren şemsiye bir ilke mahiyetindedir. Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı'nın 41. maddesi, tüketici olmayan bir liste ile (idareye) makul sürede idari işlem tesis etme yükümlülüğü tazammun etmiştir. Bilindiği üzere, 'iyi' bir idari işlem, hızlı ve kesindir ve iyi bir idare, bireylerin başvurularına belirlenen sürede cevap veren bir teşekküldür. Bireyin başvurusunu cevapsız bırakmak, (bir nevi) bir tarafın bir diğeri üzerinde tipik bir üstünlük kurma aracıdır. Bu amaçla, bu çalışmada yürürlükteki İtalyan mevzua-* Makalenin başlığında yer alan "Administrative Inaction" ifadesine birebir çeviri halinde "idarenin hareketsizliği" olarak yer verilecek iken, bu çeviride "İdarenin Sükûtu" terimi tercih edilmiştir. Zira idarenin hareketsizliği ifadesi, idari eylemleri de kapsamına alan geniş bir mahiyeti haiz olup; teknik bir ifade olmaktan uzaktır. Bu makale, bireylerin idareye başvurusu halinde idarenin cevap vermemesi hususunu konu aldığından, ilgili mevzuat ve Türk İdare Hukuku literatüründe bu anlamın karşılığında başvurulan terim idarenin sükûtudur. Ancak belirtmek gerekir ki makale içerisinde hareketsizlik anlamına gelen "inaction" ile sükût anlamına gelen "silence" kelimesine ayrı ayrı başvurulmaktadır. Metin içerisinde bu ifadelere yer yer doğrudan karşılıkları, yer yer sessizlik anlamına gelen mahiyeti dolayısıyla sükût terimine yer verilmekle birlikte; makalenin "başlığı" olması dolayısıyla metnin bütüncül içeriği dikkate alınarak burada "idarenin sükûtu" tercih edilmiştir. Çeviri için izin veren dergi editör kurulunda yer alan Sayın Prof.