Öz
İnsanın hemen her davranışının altında yatan temel etken duygulardan kaynağını alan düşünceleridir. Duyguların varlığı insanın yaşamını şekillendirmede çok önemli rol oynarken bu duyguların kontrolden çıkmış bir hâl almaları kişinin ruh sağlığını tehlikeye sokmaktadır. Bireyin temel ihtiyaçlarından olan ‚güvenlik‛ gereksinimini kişiye hatırlatan fakat gereğinden fazla hissedildiğinde içinden çıkılmaz buhranlara yol açan duygulardan biri de ‚korku‛dur. Duyguların ifadesini sağlayan sanatın korkuyu sıklıkla kendisine malzeme ettiği bilinmekte özellikle edebiyatta bu duygu hem her edebî türün içinde insana ait bir unsur olarak hem de müstakil bir tür olarak varlığını devam ettirmektedir. Doğu ve Batı edebiyatını iyi bilen Ahmet Hamdi‚Aslında tüm duygular harekete geçmemizi sağlayan dürtülerdir; evrim, yaşamla baş edebilmemiz için bizi acil plan yapabilecek şekilde programlamıştır. Duygu (emotion) sözcüğünün kökü moteredir. Latince hareket etmek anlamına gelen fiile ‚e-‚ ön eki getirildiğinde anlam uzaklaşmak olur ki bu, her duygunun bir harekete yönelttiği fikrini vermektedir. Duyguların harekete dönüştüğünü en açık şekliyle hayvan ve çocukları izlerken gözlemleyebiliriz. Hareket güdüsünün kökeni olan duyguların belirgin tepkiden arınmış olması gibi son derece garip bir duruma, hayvanlar âleminde yalnızca 'uygar' yetişkinlerde sık sık rastlıyoruz‛ (Goleman 2002: 20).