Özet
GirişMediyasten anatomik olarak dar bir alana hapsedilmiş olmasına karşın; farklı dokular içermesi ve timik alandaki çok potansiyelli (pluripotent) hücreler nedeniyle birçok değişik patolojiye yerleşim alanı olabilmektedir. Çocuk yaş gurubunda mediyastinal kitlelerin yarıya yakını anterior mediyasteni tutar ve % 80'i maligndir (1) . En sık görülen lezyonlar, lenfoma, germ hücreli tümörler, timik tümörler ve kistik higromadır. Germ hücreli tümörlerin en sık görüleni ise matür teratomlardır (% 60) ve tüm anterior mediyastinal kitlelerin % 15-20'sini oluştururlar (2,3) . Her üç germ yaprağından köken alan bu neoplazmlar benign davranışlıdır ve çoğunlukla metastaz yapmazlar. Bu tümörler genellikle rastlantısal olarak çekilen akciğer grafilerinde saptanırlar. Çoğunlukla çevre yapı-lara bası yaptıktan sonra belirti verdiklerinden dolayı, erken tanı ve tedavi enderdir (4) . Kesin tedavi komplet cerrahi rezeksiyondur (5) . Bu olgu sunumunda, radyolojik olarak invaziv görünümde olan ve inoperable olarak değerlendirilen bir matür teratom olgusunun, cerrahi olarak tedavi edilmesi bildirilmiştir.
Olgu SunumuÖksürük ve yüksek ateş yakınmaları ile çocuk hastalıkları kliniğine başvuran on dört yaşındaki hastada ilk değerlendirmeler sonucunda ampiyem saptanmış (Resim 1) ve tüp torakostomi uygulanarak, medikal tedavi başlanmıştı. Tüp torakostomi sonrası çekilen akciğer röntgenogramlarında, mediastinal alanı dolduran kitle görünümü saptanması üzerine çekilmiş olan toraks bilgisayarlı tomografisinde (BT), "anterior mediyastende sola deviasyon gösteren, prevaskü- 57-61, 201357-61, doi:10.5222/JTAPS.2013 58 Çocuk Cerrahisi Dergisi 27(2-3):57-61, 2013 ler alanı dolduran ve arkus aorta ile yağlı planlarını silen yaklaşık 7 cm çaplı kitle lezyonu ve sol akciğer inferior linguler segmentte 3,5 cm çapında ayrı bir kitle lezyonu" tespit edilmişti (Resim 2). Olgunun laboratuvar testlerinde, lökosit: 17.200 103 /mm 3 ve C reaktif protein: 9.57 mg/dl dışında anormallik yoktu.Sedimentasyon 65 mm/saat şeklinde idi ve germ hüc-re tümör belirteçleri negatifti. Plevral mayi kültürle-rinde, spesifik ya da non-spesifik üreme olmamıştı. Kitlenin mediastinal yapılarla olan ilişkisini daha ayrıntılı değerlendirmek için çekilen manyetik rezonans görüntülemesinde (MRG) ise, lezyonun prevasküler
59H. Tözüm ve ark., Bir mediyastinal matür teratom olgusu nedeni ile mediyastinal kitlelerde ayırıcı tanı güçlüğü alana invaze olduğu söylenmekte ve malign timoma ya da teratoma ön tanıları bildirilmekte idi (Resim 3). Yapılan kesici iğne biyopsisi tanısız kalmıştı. Bu şart-lar dâhilinde ilgili bazı branşlar tarafından inoperable olarak kabul edilen hasta, ana bilim dalımız ile de konsülte edildi. Ayırıcı tanıya destek sağlayabilmek amacı ile çekilmesini istediğimiz pozitron emisyon tomografisinde (PET-BT), mediastinal lezyonda kıs-mi hipermetabolizma saptanırken (SUD max: 3.1), pulmoner lezyon hipometabolik olarak bildirildi. BT özellikleri ile kuvvetle "teratom" ön tanısı almış olmasına rağmen, MRG ile çevre dokulara olan invazif görüntüsü ve sol a...