İnsanoğlu, varoluşundan itibaren ihtiyaç sahibi bir varlık olarak dünyaya gelir. Dünya hayatına adım attığı an itibarıyla, çeşitli ihtiyaçlarını karşılamak için bir mücadele içine girer. Özellikleri sınırlandırılmış insanoğlunun bu mücadelesinde, kendisi gibi özellikleri sınırlandırılmış dünyada varlığını sürdürme çabası kadar Yüce Yaratıcının belirleyiciliği de büyük rol oynamaktadır. İnsan, aile ve toplum içinde yaşayarak görev ve sorumluluklarının farkında olur; ancak sahip olduğu imkanlar ve yeteneklerle ihtiyaçlarını tam olarak karşılayamayabilir. Zamana göre değişen ihtiyaçlar, bazen insanların kendi imkanlarıyla karşılayabileceği düzeyde olabilirken, bazen de yetersizlikle sonuçlanabilir. İşte bu noktada, insanlar yardımlaşmaya ihtiyaç duyarlar. Tarihsel süreç içinde, insanların ihtiyaçlarını karşılamak için farklı yöntemler ve çözümler aradığına dair birçok örnek bulunmaktadır. Bu durum, insanlığın birlikte yaşama ve birbirine destek olma gerekliliğini vurgular. Bu çalışma, insanın yardımlaşmaya olan ihtiyacını ve farklı din ve topluluklarda bu ihtiyacın nasıl uygulandığını incelemektedir. Ayrıca, yardımlaşmanın sürdürülebilirliği ve finansal kaynakların önemi üzerine odaklanmaktadır. Vakıf anlayışı, yardımlaşma uygulamalarının finansal sürdürülebilirliğini sağlayan bir yöntem olarak ele alınmaktadır. Bu çalışmanın ana soruları şunlardır: “İnsan nasıl bir varlıktır ve neden yardımlaşmaya ihtiyaç duymaktadır?”, “Farklı din ve topluluklarda yardımlaşma nasıl uygulanmıştır?”, “Yardımlaşmanın sürekliliğinde finansal kaynaklara ihtiyaç var mıdır?”, “Sürdürülebilirlik hedeflerinin sağlanmasında vakıf uygulamaları katkı sağlayabilir mi?”. Bu soruların yanıtları, insanın yardımlaşmaya olan doğal eğilimini, farklı kültürler ve dinlerdeki yardımlaşma uygulamalarını, finansal kaynakların yardımlaşmanın sürekliliğindeki rolünü ve vakıf uygulamalarının sürdürülebilirlik hedeflerine katkısını açıklığa kavuşturacaktır. Bu çerçevede, vakıf anlayışının tarihi perspektifi de göz önünde bulundurularak, yardımlaşmanın geleceğine ışık tutulması hedeflenmektedir. Dini inanç sistemlerindeki zorunlu veya gönüllü yardımların varlığına rağmen, yardım yapılması veya yapılmaması bireyin Yüce Yaratıcı ile olan inanç ilişkisine bağlıdır ve bu dünyada herhangi bir yaptırımı yoktur. Ancak, bu durum ihtiyaç sahiplerinin gereksinimlerini karşılamada yetersiz kalabilir. Çalışmanın sonuçları, yardımlaşmada karşılaşılan finansal sürdürülebilirlik sorunlarının, vakıf uygulamalarının politik, ekonomik ve hukuki düzenlemelerle çözülebileceğini öne sürmektedir.