Bu çalışma İslamiyet’ten önceki Türklerde aile ile ilgili kavramlar, ailenin oluşumu, aile tipleri, çocuk ile ilgili hususlar ve aile hukukunu kapsamaktadır. Çalışma, Orta Asya’da tarih sahnesine çıkmış Türkler ile farklı bölgelere göç etmiş Türk topluluklarının aile hayatını içermektedir. Çalışmanın amacı eski Türk ailesinin konumunu sosyo-kültürel tarih anlayışı biçiminde ortaya koymaktır. İslamiyet’ten önceki Türk ailesi hakkında birçok makale ve kitap yazılmıştır. Bu çalışmada konu bütüncül bir yaklaşımla değerlendirmeye ve konuya yeni bir yorum katılmaya çalışılmıştır. Bazı konular makalenin sınırları içinde tartışılmıştır. Bu kapsamda eski Türk aile yapısı hakkında bazı tespitler yapılmıştır. Türklerde aile toplumun ve devletin temeli olarak görülmüştür. Aile, toplumun sağlam temeller üzerine oturmasında önemli rol oynar. Aile aynı zamanda Türk milletinin güç merkezini de oluşturur. Aile, Türk devletinin en küçük örneği olup aynı zamanda devlet olmanın başlangıcıdır. Bundan dolayı Türkler güçlü orduları ve sağlam aile yapıları sayesinde tarih boyunca varlıklarını sürdürmüşlerdir. Türk ailesi İslamiyet’ten önceki dönemde karı, koca ve çocuklardan oluşan çekirdek aile şeklindedir. Eski Türklerden itibaren çocuklar aile için değerlidir. Oğlanı yetiştirmek babanın görevi iken kızı yetiştirmek annenin görevidir. İslamiyet’ten önce Türk toplumunda farklı aile tiplerinin olduğu ise tartışmalıdır. Bazı bilim insanları eski Türklerde geniş aile tipinin olduğu görüşündedir. Bu görüş Türklerde akrabalık esasına göre önem kazanmaktadır. Aile yapısı eski kaynaklarda oguş olarak geçmektedir. Ailelerin bir araya gelmesiyle urug denilen aileler birliği yani oba meydana gelmiştir. Urugların bir araya gelmesiyle bod (boy, kabile), bodun (boylar birliği) ve il (devlet) oluşmuştur. Türkler belirli bir düzen içinde akrabalarıyla bir arada yaşamışlardır. Bu durum Türklerin sosyal hayatında birlik ve dayanışma içinde olduklarını göstermektedir. Boyların başında dayanışmayı güçlendiren, hak ve adaleti gözeten, boyun menfaatlerini koruyan, silahlı güç kullanmaya yetkili beyler vardır. Erkek otoritesine dayanan ataerkil aile yapısı eski Türk toplumunda görülmektedir. Buna rağmen ailede annenin de söz hakkı vardır. Türkler tarih boyunca kadınlarına büyük değer vermişlerdir. Aile evlilik yoluyla kan bağına dayalı olarak kurulmuştur. Eski Türklerin siyasi sebeplerle evlilikler yaptıkları bilinmektedir. Bilhassa devleti yöneten hakanların siyasi evlilikler yaptıkları tarihi kayıtlarda geçmektedir. Bu durumun ilk örneği MÖ 198 yılında yapılan bir barış antlaşmasında görülmektedir. Tek eşle evlilik Türklerde yaygındır. Levirat tipi evlilikler gerekli durumlarda görülmektedir. Levirat, ölen kardeşin dul kalan eşi ile evlenme biçimidir. Eski Türklerde dul kalan kadınlar bu şekilde koruma altına alınmıştır. Bu durum Çinliler tarafından garip karşılanmış ve ahlaka aykırı olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Evlilik, bir aile kurmak için bir erkek ve bir kadının birleşmesidir. Türklerde evlilik geleneğinin ilk izleri Hunlara dayanmaktadır. Bu gelenek diğer Türk topluluklarında da görülmektedir. Eski Türklerde evlilik süreci kızın istenmesinden itibaren içinde birçok geleneği barındıran farklı merasimler yoluyla gerçekleşmektedir. Türklerde evlenme aynı zamanda yuva kurmadır. Türklerde aile hayatı töre yoluyla güvence altına alınmıştır. Aile hukuku töreye göre düzenlenmiştir. Miras, mülkiyet, ceza hukuku töreye göre belirlenmiştir. Türklerde devletin devamlılığının sağlanması amacıyla işlenen suçlar cezalandırılmıştır. Türklerde suçluların cezalandırılması devletin hak ve görevleri arasındadır.