Disinformation of the Kurdish Political Movements on the Kurdish Family System and Traumatized Youth

Abstract

Kürt kadınlarının, modernleşmenin/demokratikleşmenin bir tezahürü olarak gösterilmesi hem aile, hem din/dindarlık hem de çocuk yetiştirilme tarzına uygun bir sosyolojik yapıyı barındırmaz. Çünkü Kürtlerin kadim tarihinden beri İslamiyet ile olan alakaları bilinmesi ile Kürt annelerinin başlarının örtülü olmasına ve hemen her evde bir Kur'an-ı Kerim bulunmasına rağmen şu an tarih tersinden işletilmektedir. Farklı sosyalist ve seküler merkezlerden alınan komutlarla kadınların siyasileştirilmesi şimdi olmasa dahi ileriki dönemlerde olumludan çok olumsuz bir etki yaratacak gibidir. Din anlamında yaşanan dezenformasyonun Kürt gençliği-(YDG-H gençliği bunun en bariz örneğidir)-üzerinde yaratacağı tahribatlar ise Kürt siyaseti ve ülkemiz açısından da önlenemeyecek aşamalara gelebilir. İşte bu makale de bizim üzerinde duracağımız konu Kürt kadınlarının siyasileştirilmesi ve bu siyasileştirmenin Kürt ailesine ve de dindarlığa verdiği tahribat ve Kürt aile geleneğinin geleceği konusunda duyduğumuz endişeyi dile getirmek amacı taşıyacaktır.

Ebeveynlik Nöbetinden Evlat Nöbetine: Diyarbakır Anneleri Üzerine Sosyolojik Gözlemler

“…Annenin kuruluşunu ilan ettiği ve siyasetten kimlik oluşturmaya evirilecek bu yapısal durum, yukarıda bahsedilen bütün teorik düzlemin neredeyse pekiştiricisidir. Annelik kimliğinin dönüşümü de kadının kendini aşmak suretiyle varlığını doğrulamasından sonra mümkün hale gelecektir (Öztekin, 2019: 43;Palabıyık, 2018a). O halde anneliğin cinsiyet olgusu bağlamında ziyade toplumsal olanı çağrıştırmasına izin veren ve kendisini önündeki süreçte kimlik açısından yeniden inşa ederek siyasal alana dahil eden kavramsal şema nedir diye sorulduğunda karşımıza modern paradigma yerine akışkan toplumsal koşulların çıktığı artık daha net ve kolay ifade edebiliriz.…”