Güvenli annelik normalde güvenli doğurganlığı kapsayan bir konudur. Ancak bu çalışma sırasında, üreme çağlarındaki Suriyeli kadınların (15-49) doğurganlıkları, çeşitli sosyal ve demografik bileşenleri ve teorik yaklaşımları gözetmek açısından ayrı olarak incelenmektedir. Bu çalışmanın argümanını destekleyici ana göstergeler, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından 2018’de gerçekleştirilen Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması Suriyeli Göçmen Örneklemi’nden (TNSA-2018-SGÖ) gelmektedir. Veri, kamplarda veya kamp dışında yerleşmiş 1.826 hanehalkından gelen, toplamda 2.216 evli kadınla yüz yüze görüşmelere dayanmaktadır. Bu çalışma, Suriyeli evli kadınların doğurganlık deneyimlerine, aile planlaması yöntemleri (gebeliği önleyici yöntemler) kullanımına, bu yöntemlerin ulaşılabilirliğine, kadın sağlığına yönelik bakımın sağlanmasındaki kaliteye dayanan deskriptif göstergeleri sunarken, ilgili teorik ve yazınsal kaynakları, göçmen olmanın, kadın olmanın ve anne olmanın oluşturduğu liminal statünün sosyolojik, antropolojik ve psikolojik belirleyicilerini kavramak için bir araya getirmektedir. Çabamızın sonucu ile ilgili olarak, belirtmeliyiz ki, Suriyeli evli kadınların üreme sağlıkları ve davranışları çoğunlukla dil bariyerleri, iletişim problemleri ve küçümsenme kaygısından etkilenmektedir ve bunlar tarafından belirlenmektedir.
ABSTRACT IN ENGLISH
Safe Motherhood and Safe Fertility among Turkey’s Syrian Women
Safe motherhood is normally a subject that covers safe fertility. However, over the course of this study, fertility of Syrian women in their reproductive ages (15-49) has been examined separately for supervising various social and demographic components and theoretical approaches. The supportive indicators for the argument of this study are provided by Turkey Demographic and Health Survey - Syrian Migrant Sample (TDHS-2018-SMS) held by Hacettepe University Institute of Population Studies in 2018. The data is based on face to face interviews with 2.216 married women who are between 15-49 in total, coming from 1.826 Syrian households established in the camps or out of the camps. This study, while presenting the descriptive indicators particularly referring to Syrian birth cases, fertility preferences, use of family planning (contraception) methods, reachability of these methods, quality of delivery of woman’s health care, gathers up related theoretical and literary sources to comprehend the sociological, anthropological and psychological determinants of the liminal status formed by being a migrant, being a woman and being a mother really well. With regard to the consequences of our effort, we should indicate that, the reproductive health and behavior of Syrian married women have been mostly being affected and determined by language barriers, communication problems and anxiety of being biased.