Amaç: Geleneksel olarak, cerrahi insizyonlar için bir bistüri kullanılır. Bu çalışmanın amacı, yara iyileşmesi ve deri insizyonunun kozmetik görünümü açısından koter ile bistüriyi karşılaştırmaktır. Yöntemler: Çalışma kadın hastalıkları ve doğum kliniğinde Phannenstiel insizyonu olan hastalarda yapıldı. Aynı hastanın deri insizyonunun yarısı koterin kesme modu ile, diğer yarısı neşter ile açıldı. Koter ile açılan insizyon kısmı, yara iyileşmesi ve kozmetik görünüm açısından neşter ile açılan kısım ile karşılaştırıldı. Değerlendirmeler POSAS (Hasta ve Gözlemci Skar Değerlendirme ölçeği) puanlama ölçeğinin gözlemci kısmına dayandırılmıştır. Değerlendirmeler kısa vadede (postoperatif 15. gün) ve uzun vadede (45. gün) tek kör (gözlemci kör fakat cerrah değil) olarak yapıldı. Bulgular: Pfannenstiel insizyonu olan toplam 73 hasta değerlendirildi. Hastaların ortanca yaşı 33 (21-52) idi. Bistüri ile açılan bölümlerin toplam POSAS skorları, 15. ve 45. günlerde koter ile açılanlara göre istatistiksel olarak farklı değildi (15. gün için 27,3±5,2 ve 27,0±5,1 p=0,88; 45. gün için 11,8±3,2, p=0,56). Sonuç: Çalışma, bistüri kullanımı ile karşılaştırıldığında, kesme modu koter kullanımının, Pfannenstiel insizyonlarında kötü yara iyileşmesi ve kozmetik görünüm olarak bir etkisi olmadığını göstermiştir. Bu sonuç, cerrahları koter ile deri insizyonu açmaya teşvik eder.