“…Genç yetişkinlik döneminde, psikososyal gelişim evresi olarak yakınlığa karşı yalıtılmışlık duygusu deneyimlendiğinden (Erikson, 1994) ve kendini susturmanın da temel amacının yakın ilişkileri sürdürebilmek ve güvenceye almak olduğu bilindiğinden (Jack, 1991), bu çalışma kapsamında genç yetişkinlik dönemindeki kadınlarda kendini susturmanın çeşitli değişkenler açısından incelenmesinin alana katkı sunacağı düşünülmektedir. İlgili alanyazın incelendiğinde kendini susturmanın genellikle genç kadınlarda ele alındığı (Gordon, 2010;Zoellner ve Hedlund, 2010), öte yandan çoğunlukla depresyon (Astbury, 2010;Lafrance, 2009;Miller, 1996;Nicolas, Hirsch ve Beltrame, 2010;Oh, 2010;Stoppard, 2010), feminist kimlik (Witte ve Sherman, 2002), travma (Granski, Javdani, Sichel ve Rentko, 2020), benlik saygısı (Neely Smith ve Patsdaughter, 2003;Page, Stevens ve Galvin, 1996;Drat Ruszczak, 2010), iyi oluş (Jordan, 2010), göç (Ali, 2010), toplumsal cinsiyet (Reyes, 2014) ve kronik hastalıklar (Eaker ve Kelly Hayes, 2010;Sormanti, 2010) gibi değişkenlerle birlikte çalışıldığı görülmektedir. Ancak Türkiye'de kendini susturma üzerine yapılan çalışmalar oldukça sınırlıdır ve konuya ilişkin sadece birkaç çalışmaya rastlanmaktadır (Demir Kaya, 2019;Kurtiş, 2010).…”