Çalışmamızın konusunu 17- 18. yüzyılda, Avrupa’daki Türk hayranlığının bir parçası olarak Avrupalıların hayatında kendine yer edinen kahve kavramının Avrupa resim sanatına yansıması oluşturmaktadır. Türk ve Avrupa toplumları politik, ekonomik, sosyal ilişkilerinden dolayı birbirlerinden etkilenmişler, bu da kaçınılmaz olarak sanatlarına yansımıştır. Bu yansıyış, sanatın her alanında kendini gösterdiği gibi görsellikten beslenen resim sanatında da geniş olarak hissedilmiştir. Genel olarak, 18. yüzyıldan sonra Türk sanatında Avrupa etkileri görülmeye başlanmasına rağmen 17. ve 18. yüzyıllarda bu etki, Türk kültürünün Avrupa sanatına etkisi olarak görülmüştür. Çalışmamızda ele aldığımız kahve kavramının kökeninin Türk toprakları olmamasına rağmen Avrupa’ya Türkler aracılığıyla girmesi, kahvenin Avrupalılarca bir Türk imgesi olarak görülmesini sağlamıştır. Bu nedenle, 17- 18. yüzyıl Avrupa resimlerinde de kahve kavramı hep ‘Türk’ ile ilişkilendirilerek seyirciye sunulmuştur. Resim sanatının kurgusal ifadelere sahip olduğu gibi gündelik yaşamdaki bazı kesitlerden de ilham aldığı açıktır. Dolayısıyla, Avrupalıların hayatlarına yeni katılan bu kavramı tek başına hayatlarına ve resimlerine aktarmaları imkânsız olup kahve denilince akla gelen her türlü kavramı da kahve ile birlikte kabul ettikleri söylenebilir. Bu da bu dönemde ortaya çıkan Türköri akımının Avrupa'da geniş alanlara yayılmasını sağlamıştır. Çalışmada ele alınan örnekler, 17- 18. yüzyıl kapsamında Türköri başlığı altında ele alınabilecek örneklerdir. O dönemde pek çok örnekte resimlerin herhangi bir yerine yerleştirilmiş kahve imgesi bulunmasına rağmen çalışmadaki örnekler doğrudan Türk’e gönderme yapan, eserlerin adında Türk ismi geçen ya da eserlerde Türk kıyafeti giyen figürlerin bulunduğu veya figürlerin Türk’ü anımsatan mekânlarda tasvir edildiği örneklerden seçilmişlerdir.