Girişİmmünoloji biliminin başlangıcı, önceleri sadece bağışıklık sisteminin tek fonksiyonu olduğu sanılan enfeksiyonlara karşı direncin anlaşılabilmesine yönelik girişimlerIc olmuştur denilebilir (20). Araştırmacılar tarafından 1960'lı yıllarda pek çok noktası sır olarak düşünülen immünolüji biliminin (24) tarihi aslında çok eski çağlara dayanmaktadır. Tarihte ilk olarak sı-ğırların çiçeğini insana bulaştırarak bu hastalığa karşı bağışıklık sağlandığını keşfeden Türkler bu bilimin öncüIcri arasındadır. Ancak, bu bilim dalının genel biyolojik fonksiyonlannın anlaşılması, organ transplantasyonlannda, otoimmunitede ve kanser oluşumundaki rollerinin anlaşılması ve daha aydınlatılması gereken pekçok noktalannın bulunmasından dolayı nisbeten genç bir bilim dalıdır (44).Canlı, doğduğu ilk günden beri pekçok hastalık yapıcı etmenlere maruz kalma durumundadır. Nitekim bulaşıcı hastalıklar dünya-nın her tarafında çoğu zaman gerek insan ve gerekse hayvanlarda yaygın ölürnlerin nedeni olmuştur. Ancak günümüzde sıtma, verem, bulaşıcı ishal, çiçek gibi bu tip hastalıklann bazı-lan gelişmiş olan ülkelerde nisbeten ortadan kaldınlmış olmasına rağmen, pek çok gelişmek-te olan ülkede ise halen sorun oluşturmaktadır. Keza, hayvanlarda şap, şarbon, brusella, sığır vebası kanatlılann Newcastle, Marek hastalığı bunun yanısıra paraziter invazyonlar (l, 15) her zaman yaygın ölümlere ve ekonomik kayıplara neden olmuştur.• Yrd. Doç. Dr. A.Ü. VCleriner Fakültesi. Fannakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı, Ankara.Bugün bulaşıcı hastalıklann çoğu kısmen aşılarla kontrol altına alınması mümkün hale gelmiş dU11l:mdadır.Ancak yakın zamanda insanlarda AIDS gibi henüz çözümlenememiş (35) hastalıklann patlak vermesi tekrar immunolojinin önemini ve immun sistemin çeşitli mekanizmalarla korunma gereğini gündeme getirmiştir. Çünkü, hastalıklardan korunma ve mücadelede başan şansı hastalığa neden olan etmenin etki şeklinin ve organizmanın buna gösterdiği tepkinin mekanizması tam anlaşıldı-ğında artacaktır.Vücuda konjuktiva, deri gibi primer savunma bariyerierini geçerek giren mikroo:-ganizmalann eliminasyonu sekonder (iç) savunma sistemleri aracılığıyla olur (7). Bu aşamada, antijenin tanınması, bunlara karşı özel reaksiyonlann hızlanması ve bunlann vücuttan temizlenmesi immun sistemin başlıca görevidir. Bu görevin yerine getirilebilmesi için; 1-Antijenin makrofajlara alınıp işlenmesi, 2-İmmun mesajın, immun sistemin effektör hücreleri olan T-ve B-lenfositlerine transferi ve bunlann o antijene özgü alt popülasyo-nun (klonun) uyanlması, 3-Bu özgül lenfosit grubunun proliferasyonu, farklılaşması ve olgunlaşması, 4-Özel antikorlann, interlökinlerin ve diğer bağışıklık mediyatörlerinin salıverilmesi, 5-Dokularda antikorlarla, diğer mediyatör-lerlc ve aktive edilmiş T-hücreleriyle reaksiyon oluşması, antijenlcrin yok edilmesi için polimorf çekirdekli lökositler, makrofajlar ve