İslamiyet öncesi başat icracıları olan Şamanlardan evrildiği düşünülen veli/derviş zümresi de Horasan’dan Anadolu ve Balkan coğrafyasına kadar mistik fikir ve öğretilerini yaymışlardır. Velilerin tarihî-menkıbevi aşamalarının konu edildiği velâyetnâmeler ise 12-15. yüzyıllar arasına tekabül eden olayların anlatıldığı, çoğunlukla 15. yüzyılda yazıya geçirilen nazım/nesir karışık şekilde yazılan efsanevi/destansı eserlerdir. Bu eserlerde, Türklerin zengin kültürel çeşitliliğine bağlı pek çok sembol/motiflere rastlamak mümkündür. Çalışmanın amacı, Alevi-Bektaşi geleneğine matuf bağdaştırmacı velilerin uyguladıkları dinsel/büyüsel ritüeller ve kehanetler üzerine gösterdikleri kerametlerin metin örnekleri üzerinden sunulması ve değerlendirilmesidir. Çalışmada, Yesevî dervişlerinden Hacı Bektaş–ı Veli’nin anlatıldığı Velâyetnâme metni başta olmak üzere, Sultân Şücâ’e’d-din, Abdâl Mûsâ, Koyun Baba ve Od’man Baba velâyetnâmeleri belge tarama yöntemiyle incelenmiştir. Bu eserlerde yer alan olaylar, şahıslar ve nesneler James Frazer’ın tasnifinden hareketle değerlendirilmiştir. Çalışma sonucunda Türk kültüründe erken dönemlerden günümüze değin yaşatılan büyü ve kehanet kerametleri değerlendirilerek bu uygulamaların bilim/din öncesi dönemde nasıl algılandığına ilişkin bulgular saptanmıştır. Velilik, kültürel mirasın yaşatılmasına ve aktarılmasına yönelik bir unsur olarak büyü uygulamaları üzerinden mercek altına alınmıştır. Ortaya çıkan bu aktarımların kültürel zenginliği arttırarak hoşgörü ve saygının pekişmesine vesile olduğu gözlemlenmiştir.