2016 Rio Olympic Games: Can the schedule of events compromise athletes’ performance?

Abstract

The organizing committee of the 2016 Rio Olympic Games recently announced that some of the preliminary and final competitions will be held at night. The present article discusses the potential harmful effects of these late-night competitions on sleep, circadian rhythms and athletic performance during the Olympic Games. Specifically, night-time competition could lead to injury and may compromise an athlete's decision-making, attentional, physiological and other processes. Consequently, these impacts could negatively affect the performance of athletes and their teams. Thus, it is suggested that technical commissions take special care when creating strategies to minimize harm to the athletes by considering factors such as light exposure, melatonin intake, sleep hygiene and scheduled naps, and training at local competition time. Furthermore, it is necessary for specialists in chronobiology and sleep to engage with members of the national teams to develop an activity schedule for physical, technical, tactical and psychological preparation that accounts for circadian rhythms, thereby creating the best possible environment for the athletes to achieve their ideal performance.

Genç Sporcularda Diurnal Değişkenliğin Yüksek Şiddetli Egzersiz Sonrası Toparlanmaya Etkisi

“…Bütün canlı varlıklar gibi insan organizması da zamanın değişimiyle birlikte oluşan çevresel farklılıklara göre, değişkenlik içerisindedir (Reilly, Atkinson & Waterhouse 1997;Reilly 2009;Rosa 2016). Belirli bir zaman diliminde ve belli aralıklarla ardışık olarak tekrar eden döngüsel değişkenliklere biyolojik ritim denir.…”

“…Kronobiyoloji'de bir güneş günüyle ilişkili olarak oluşan karanlık aydınlık döngüsüne ve buna ilişkin değişkenliklere sirkadiyen ritim denilmektedir (Atkinson & Reilly 1996;Reilly, Atkinson & Waterhouse 1997). İnsan organizmasının bütün fonksiyonlarının ayarlanmasında ritmik değişkenlikler önemlidir ve bunlardan en bilinen ve etkin olanı 24 saat süren, düzenli bir biyolojik ritim olan sirkadiyen ritimdir (Atkinson & Reilly 1996;Reilly 2009;Rosa 2016). Vücut fonksiyonlarını kontrol eden ve ayarlayan endokrin sistem günlük bir salınım sergilemekte ve fizyolojik, psikolojik ve bilişsel fonksiyonlarda sirkadiyen ritim nedeniyle gün içerisinde değişkenlikler gözlenmektedir (Atkinson & Reilly 1996;Reilly, Atkinson & Waterhouse 1997;Rosa 2016).…”

“…İnsan organizmasının bütün fonksiyonlarının ayarlanmasında ritmik değişkenlikler önemlidir ve bunlardan en bilinen ve etkin olanı 24 saat süren, düzenli bir biyolojik ritim olan sirkadiyen ritimdir (Atkinson & Reilly 1996;Reilly 2009;Rosa 2016). Vücut fonksiyonlarını kontrol eden ve ayarlayan endokrin sistem günlük bir salınım sergilemekte ve fizyolojik, psikolojik ve bilişsel fonksiyonlarda sirkadiyen ritim nedeniyle gün içerisinde değişkenlikler gözlenmektedir (Atkinson & Reilly 1996;Reilly, Atkinson & Waterhouse 1997;Rosa 2016). Başka bir deyişle, sirkadiyen ritme bağlı olarak tüm vücut fonksiyonları da gün içi ya da diurnal değişkenlikler ve salınımlar içerisindedir (Atkinson & Reilly 1996;Reilly, Atkinson & Waterhouse 1997;Rosa 2016).…”

“…Vücut fonksiyonlarını kontrol eden ve ayarlayan endokrin sistem günlük bir salınım sergilemekte ve fizyolojik, psikolojik ve bilişsel fonksiyonlarda sirkadiyen ritim nedeniyle gün içerisinde değişkenlikler gözlenmektedir (Atkinson & Reilly 1996;Reilly, Atkinson & Waterhouse 1997;Rosa 2016). Başka bir deyişle, sirkadiyen ritme bağlı olarak tüm vücut fonksiyonları da gün içi ya da diurnal değişkenlikler ve salınımlar içerisindedir (Atkinson & Reilly 1996;Reilly, Atkinson & Waterhouse 1997;Rosa 2016). Bu bağlamda, diurnal ya da gün içi salınımların sportif performans düzeyi üzerinde de etkili olduğunu ve birçok fiziksel performans bileşeninin gün içerisinde değişkenlik sergilediğini gösteren çok sayıda bilimsel araştırma bulunmaktadır (Atkinson & Reilly 1996;Reilly, Atkinson & Waterhouse 1997;Reilly 2009;Rossi 2015;Thun 2015;Cristancho 2016;Ghattassi 2016;Rosa 2016).…”

Percepção De Qualidade De Sono E De Vida Em Atletas Paralímpicos: Comparação Entre Atletas Com Deficiência Física E Visual

“…O sono é um processo biológico e natural considerado na literatura científica como necessário para a recuperação física e cognitiva dos atletas após os treinamentos e competições 6,7 . Situações como horário dos treinamentos 8,9 , os períodos pré-competitivos 10 e horários das provas em algumas competições 11 podem impactar no tempo total e na qualidade de sono, afetando diretamente o padrão de sono dos atletas e consequentemente o desempenho esportivo [7][8][9][10] . Em geral, pessoas com deficiência apresentam diferentes distúrbios de sono 12,13 , tais como sono interrompido, aumento da latência do sono, curta duração do sono e cochilos diurnos.…”