Bu çalışma, Türkiye’de milliyetçiliğin dönüşümünü, bu dönüşüme bağlı olarak milletin yeniden inşa sürecini ve bu sürecin de sınırlara etkilerini anlamayı amaçlamaktadır. Türkiye’de sınırların dönüşümünün milliyetçiliğin dönüşümünden ve yeni millet inşası sürecinden bağımsız olmadığı argümanından hareketle, çalışmada, Türkiye’de milliyetçiliğin Kemalist milliyetçilikten İslami muhafazakâr milliyetçiliğe nasıl dönüştüğü, bu dönüşümün nasıl bir millet inşası sürecini oluşturduğu ve bu sürecin sınırları nasıl etkilediği bu çalışmanın temel sorunsalını oluşturmaktadır. Bu sorunsal çerçevesinde, İslami muhafazakâr milliyetçiliğin yeni millet inşası sürecinde sınırların değişen anlamlarına odaklanılmış ve milli kimliğin sınırlarının değişen yapısı ele alınmıştır. Kemalist milliyetçiliğin Anadolu sınırları içerisinde ve Cumhuriyet dönemiyle sınırlı bir şekilde milli kimliği inşa ederken, İslami muhafazakâr milliyetçiliğin yeni millet inşasını mevcut Türkiye sınırlarının dışındaki Türk, Müslüman ve Osmanlı kimliklerinin olduğu bağlamlarda oluşturduğu gözlenmiştir. Yeni millet inşasının Osmanlı’nın hâkim olduğu topraklarda, İslam coğrafyasında ve Türk dünyasında ortak tarih, din, kimlik, coğrafya, dil ve köken aidiyeti üzerinden şekillendiği anlaşılmıştır. Türkiye’nin ulusal sınırların ötesindeki Türklerle, Müslümanlarla ve Osmanlı geçmişiyle yeniden bütünleşmesi, yeni Türkiye’de milli kimliğin ulaştığı yeni sınırları göstermiştir. Bu açıdan Yeni Türkiye’de sınırların Türk, Müslüman ve Osmanlı kimliklerinin ulaştıkları coğrafi bağlamlarda yeniden inşa edildiği görülmüştür.