Sex determination is a major area of investigation in forensic anthropology. As technology has advanced, imaging methods such as computed tomography and magnetic resonance imaging are being investigated as alternatives to conventional forensic anthropological research techniques. This study aimed to investigate the suitability of three-dimensional (3D) modeling of volumetric cranial computed tomography (CCT) images for sex estimation from skull morphology. In this study, CCT angiography images from the Department of Radiology 2017 archives were used retrospectively, and 3D images were obtained after the reconstruction of 85 cases of CCT images. The sex-dependent morphological characteristics of the skull were evaluated by three blinded observers and scored on a scale of 1-5 points according to the "Standards for Data Collection from Human Skeletal Remains". The accurate sex estimation rates of the first, second and third observers were 91.8, 92.9 and 92.9%, respectively. The rate of accurate sex estimation for males was 98-100%, while this rate varied between 83.3-86.1% for females. Consistency in sex estimation between the three observers was 83.5%, with a Kappa value of 0.763 (z = 12.2; p = 0.0001*). The glabella was the most effective morphological trait used to estimate sex. The results of this study show that sex can be estimated from morphological features in volume-rendered CCT 3D images. Thus, sex can be estimated by digital images without the need for maceration processes, and the transfer of digital data in place of physical material will make it possible to gain expert opinions in forensic anthropology.
This study aimed to determine haemoglobin A1c (HbA1c) levels in bloodstains shed on glass and fabric surfaces on specified test dates. Blood samples were taken from 26 patients (13 diabetic and 13 non-diabetic). Initial HbA1c levels were detected by using high-performance liquid chromatography (HPLC), and bloodstains were created on both cotton fabric and glass surfaces. Samples were processed at different ages (0, 7, 14, 28 and 56 days) by diluting distilled water and then measuring HbA1c levels by HPLC again. In all stains, HbA1c levels could be determined by using HPLC, but there was a moderate rise in accordance with the age of the stains. A statistically significant difference was found for bloodstains on clothes compared to those on glass surfaces. Receiver operating curve analysis found a sensitivity of 1.0 and specificity of 0.923 (cut-off 6.55) for glass surfaces on the seventh day; a sensitivity of 1.0, a specificity of 0.846 (cut-off 6.45) for clothes on the seventh day; a sensitivity of 1.0 and a specificity of 0.923 (cut-off 6.85) for clothes on the 56th day; and a sensitivity of 1.0 and a specificity of 0.846 (cut-off 7.55) for glass surfaces on the 56th day. In conclusion, this study found that HbA1c levels could be measured with high reliability from forensic bloodstains by using HPLC. Thus, in cases where DNA data banks cannot identify individuals, it would make sense to turn to those who have a medical history of diabetes among the suspects with the results of high HbA1c levels.
Giriş: Adli ölü muayenesi, mezuniyet sonrası hekimlerin zorlandığı ve hukuki olarak sorunlar yaşadığı bir konudur. Tıp Fakültelerinde adli tıp eğitimi sürecine, adli ölü muayenesi konusunda daha akılda kalıcı ve öğrencilerin ilgisini çekecek düzeyde uygulamalar eklenmesi uygun olacaktır. Bu çalışma, interaktif yöntemlerin uygulanmasında iyi bir model örneği olabilecek “yapılandırılmış senaryo eşliğinde maket üzerinde adli ölü muayenesi” eğitiminin Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesindeki sonuçlarının ölçülmesi amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi dönem 5 öğrencilerinden adli tıp taskı almakta olan 88 kişi ve dönem 6 öğrencilerinden halk sağlığı stajını almakta olan 52 kişinin yapılandırılmış senaryo eşliğinde maket üzerinde uygulamalı adli ölü muayenesi eğitimi öncesi ve sonrası bilgi ve beceri düzeyleri ile eğitim hakkındaki görüş ve önerileri standart formlarla değerlendirilmiş, öğrencilerin eğitim öncesi ve sonrası bilgi- beceri düzeyleri karşılaştırılmıştır. Bulgular: Ön test ve son test cevapları değerlendirildiğinde; bilgi düzeylerinin değerlendirildiği ilk üç soru için dönem 5 öğrencilerinin birinci sorudaki yanıtları dışında tüm öğrencilerin ön test ve son test cevapları arasındaki olumlu farklılık, istatistiksel olarak anlamlı çıkmıştır. Değerlendirme anket formları incelendiğinde; öğrencilerin büyük çoğunluğunun ileride karşılaşacakları ölü muayenesi uygulama ve otopsiye karar verme konusunda kendilerine güvendikleri, bunda da yapılan eğitimin önemli katkısının olduğu anlaşılmıştır. Yazılı geri bildirim veren tüm öğrenciler uygulamanın verimli ve faydalı geçtiğini ve uygulamadan memnun kaldıklarını bildirmişlerdir. Sonuç: Yaptığımız uygulama mezuniyet öncesi tıp eğitimi çekirdek müfredatında yer alan "adli ölü muayenesi" becerilerinin kazandırılmasında başarılı bir uygulama olmuştur. Bu uygulamamız adli ölü muayenesinin öğretilmesinde diğer tıp fakülteleri için de bir örnek oluşturabilir.
İntihar ‘bireyin duygusal, ruhsal ya da sosyal nedenlerin etkisiyle kendi yaşamına son vermesi’ olarak tanımlanmaktadır. İntihar yöntemi seçiminde kültürel yapı, etnik grup, yaş, cinsiyet, ulaşılabilirlik gibi birçok faktör etkilidir. En sık intihar yöntemi ası olup, bunu ateşli silah, yüksekten atlama ve kimyevi madde alımı takip etmektedir. Kesici-delici alet ile intihar tüm intiharların % 2‘sini oluştururken, neredeyse Harakiriye eş değer olan batına yönelik kesici-delici aletlerle meydana gelen intihar oranı % 0,2’dir. Olgumuzu değerli kılan, şahsın Türk ırkına mensup olması ve Japon ırkına özgü olan nadir rastlanan harakiriye benzer bir intihar yöntemi seçmiş olmasıdır. 56 yaşında psikotik bozukluk tanılı erkek olgu, batına nafiz kesici-delici alet yaralanmalarına bağlı periton, ince bağırsak ve mezenter yaralanması sonucu kanama ve hipovolemik şok nedeniyle ölmüştür.
Ülkemizdeki sağlık sistemi ve yasal düzenlemeler sonucunda birinci basamak hekimlerine, adli tıp hizmetleri ile ilişkili çok sayıda sorumluluk yüklenmiş olmakla birlikte mezuniyet öncesi adli tıp eğitiminin yetersizliği nedeniyle hekimlerimizin adli hekimlik görevini en çok korkulan görev olarak nitelendirdikleri bilinen bir gerçektir. Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde (PÜTF) yatay ve dikey entegrasyonu sağlanmış, spiral yapılanma gösteren bir eğitim programı uygulanmaktadır. PÜTF’deki adli tıp eğitim programında öğrenciler adli tıp konularıyla birinci sınıftan itibaren karşılaşmaktadırlar. İlk yıllarda temel kavramları öğrenirlerken, 5. sınıfta ise iki haftalık task boyunca aktif öğrenme yöntemlerinin kullanıldığı bir eğitim almaktadırlar. Adli tıp eğitiminde bu şekilde yıllara yayılmış, interaktif yöntemlerin uygulandığı, yapılandırılmış beceri eğitimi etkinliklerinin yer aldığı eğitim programlarının öğrencilerin adli tıp konularına ilgilerini artıracak, çekirdek programda yer alan bilgi, beceri ve tutum kazanma hedeflerine ulaşmalarını sağlayacaktır. Bu çalışmada PÜTF adli tıp eğitim modeli ayrıntılı olarak sunulmuştur.
Background Although suicide rates and methods used may vary according to society, gender, and age there are epidemiological studies reporting that suicide rates increase with advanced age in all societies, particularly accelerating after the age of 65 years. This study aimed to investigate the demographic data and suicide characteristics—such as the location and method, among others—of the elderly suicide deaths among forensic deaths between 2011 and 2020 in Denizli, Turkey. Results It was determined that elderly suicides constituted 13.8% of all suicides and increased gradually over the years during the 10-year period. The vast majority of cases were male (82%). It has been observed that hanging is the most frequently used method. It is also noteworthy that although firearm suicide among men was the second most common method, women do not choose this method at all. The majority of elderly suicides (88.5%) in Denizli occurred in the home and its annexes. Conclusions Suicide prevention programmes should promote the elderly to benefit widely from social and health services. Therefore, there is a need to include widespread home care services and firearms regulations in prevention programmes.
Giriş: Ani kardiyak ölümlerde, otopsi kesin ölüm nedenini belirlemede ilk ve tek seçenektir. Avrupa Kardiyovasküler Patoloji Birliği tarafından, ani ölüm/ ani kardiyak ölüm tanımlamaları, otopsi prosedürü ve yapılması gereken laboratuvar tetkiklerinin açıklandığı, ani kardiyak ölümlerin otopsisi için güncellenmiş kılavuz yayınlanmıştır. Çalışmamızda bu kılavuzdan hareket edilerek, konu hakkında standart oluşturma çabasına yönelik temel multidisipliner teorik bilgi aktarımı ve kalp diseksiyonu beceri eğitimini de içeren, iki günlük bir eğitim şeklinde planlanan ve “Postmortem Kalp Okulu” adı altında uygulamaya konulan bir kurs programının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Kurs, teorik ve uygulama eğitiminin yapıldığı iki kısım olarak planlamıştır. Katılan adli tıp uzmanlık öğrencilerinin bilgi düzeyinde, öğrenme hedeflerine ulaşıp ulaşamadıklarını saptamak amacıyla, kursun başlangıcı ve bitişinde kullanılmak üzere öğrenme hedeflerine uygun olarak 10 soruluk bir test oluşturulmuştur. Kursiyerlerin, kursa ait deneyimleri South East Thames kısa interaktif kurs değerlendirme ölçeği ile değerlendirilmiştir. Bu ölçeğin sonuna kursiyerlerin beceri kazanımlarına yönelik düşüncelerini öğrenmek üzere iki madde eklenmiş ve ayrıca nitel değerlendirmede kullanılmak üzere kursiyerlerin kurs hakkındaki düşüncelerini yazacakları bir kısım oluşturulmuştur. Bulgular:Katılımcıların ön test ve son test ortalamaları karşılaştırıldığında, eğitim öncesine göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde yükseldiği saptanmıştır. Kurs değerlendirme ölçeği sonuçları incelendiğinde; katılımcıların büyük çoğunluğunun eğitim sürecinden memnun kaldığı ve eğitim sonrasında kalp diseksiyonu becerisi açısından kendilerini yeterli hissettikleri anlaşılmıştır. Tartışma: Adli tıp uzmanlık öğrencilerine uygulanan Postmortem Kalp Okulu eğitiminin, ani kardiyak ölüm ve kalp diseksiyonu bilgi ve beceri düzeylerine kısa dönemde olumlu etkisinin olduğu belirlenmiştir. Bu eğitimin uzun dönem etkilerinin, ileride yapılacak diğer kurslarla birlikte daha çok katılımcı sayılarıyla beraber değerlendirilmesi planlanmıştır.
Bu bibliyometrik çalışmanın amacı, Türkiye'den 40 yıllık bir dönemde, adli tıp alanında yayınlanmış uluslararası makalelerin konu başlıklarının, yayın sayısındaki değişimin, yapılan atıfların ve yayınlandıkları dergilerin analiz edilmesidir.Yöntem: Web of Science (WoS) veri tabanlarına dahil edilen 1980-2020 yılları arasındaki yayınlar değerlendirildi. WoS veri tabanında, Web of Science Category alanına "legal medicine" ve ülke alanına "Turkey" yazılarak WoS içindeki tüm indeksler dahil edilerek 1980-2020 yılları seçilerek yapılan aramada sunulan çalışmaların içinde sadece "document type: article" olanlar çalışmamıza dahil edilmiştir.Bulgular: Türkiye'den adli tıp alanında yapılmış 613 makale olduğu, en fazla yayının (%10) 2016 yılında olduğu ve en çok makalenin yayınlandığı derginin "Forensic Science International" olduğu anlaşılmıştır. Makalelerin toplam 6202 atıf aldığı, en çok atıfın 760 (%12,2) atıf ile 2020 yılında yapıldığı anlaşılmıştır. En sık kullanılan anahtar kelimelerin "forensic science" (%21,8), "autopsy" (%10,9) ve "Turkey" (%8,4) olduğu gözlenmiştir. Yazarların bağlı olduğu kurumlara bakıldığında; 879'unun (%57,1) Türkiye'deki üniversiteler, 194'ünün (%12,6) Adalet Bakanlığı, 134'ünün (%8,8) Sağlık Bakanlığı olduğu görülmüştür.Sonuç: Bu çalışma, adli tıpla ilgili 40 yıllık süreçte Türkiye'den araştırmacıların yaptığı makalelerin bütüncül bir değerlendirmesini yapan ilk çalışmadır. Yıllar içinde adli tıp alanında yaşanan zorluklara rağmen, bu alanda yapılan çalışmaların sayısının arttığı ve bu çalışmalara yapılan atıfların da arttığı ortaya konmuştur.
scite is a Brooklyn-based startup that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
hi@scite.ai
334 Leonard St
Brooklyn, NY 11211
Copyright © 2023 scite Inc. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers